Salı, Şubat 20, 2007

İslam ve Bilim

Sali
Orhan Bursali

Cumhuriyet 20.02.2007

Islam ve Bilim

Dergimiz Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji'de (CBT), geçen cuma günü, Nature bilim dergisinde yayımlanan ilginç bir dosyanın kapağını araladık: İslam ülkelerinde bilim ve teknoloji.

Dergi yazarları ilginç bir saptama yapıyor: Farklı tarihsel kültürlere ve gelişme çizgilerine sahip, 1.3 milyar nüfusu barındıran toplam 57 İslam ülkesinde ortak bir yazgı var: Bilim ve teknoloji konusundaki gerilik!

Dünya araştırma geliştirme ortalama rakamı (1996-2003 arası) yüzde 2.36 iken İslam ülkelerinde yüzde 0.34. Aralarında, AR-GE harcamaları sıfıra yakın ülkeler de var.

Petrol ülkeleri zenginliğine zengin, ama bilim yoksulu.. paraları basıyorlar, ihtiyaçları olan mal ve hizmetleri satın alıyorlar (Bizde de büyük vizyonlu lider Özal , bastırırız parayı teknolojiyi alırız diyordu!) Petrol zenginleri arasında pek çok ülke, en çok parayı silahlanmaya harcıyor, sağlık ve eğitime harcadıklarından bile daha fazla!

İslam Konferansı Ülkeleri, 1 milyon nüfusa düşen 500 bilim insanı sayısı ile dünya ortalamasının diplerinde yer alıyor. Patent konusunda da "sıralamaya giremeyecek kadar" düşük bir sayıya sahipler.

***

Türkiye'ye gelince: Yazarlar, İslam ülkeleri arasında Türkiye'nin özel yerine işaret etmekte. Gerçi patent, AR-GE harcamaları, milyon nüfusa düşen bilim adamı sayısı vb. bakımından, diğer İslam ülkeleriyle ortak yoksul yönlerimiz olsa da, Türkiye farklı ve ileri bir konumda.

Bilim insanlarımızın uluslararası dergilerde yayımlanan araştırma makaleleri sayısı bakımından, yılda 16 bini aşan ve dünya sıralamasında 19'unculuğa ulaşan yerimizle, büyük bir açık ara ile öndeyiz. Bize en yakın İslam ülkesine 5-6 misli fark atıyoruz.

Akademisyen kadınların sayısı ve yönetici yeri bakımından da hiçbir İslam ülkesi Türkiye'ye yetişemez. Dünyanın 500 üniversitesi sıralamasında sadece Türkiye'den 2 üniversite var!

Dergi, Türkiye'yi bilimsel bakımdan en başarılı ülke buluyor ve bunu Atatürk Cumhuriyeti'nin laiklik ve çağdaş hedeflere ulaşma anlayışında görüyor.

***

Büyük farklılığımıza ve üstünlüğümüze rağmen, örneğin Malezya, Endonezya ve Fas gibi ülkelerin yüksek teknoloji üretim ve ihracatı bizden çok fazla!

Bizde ihracatımızda yüksek teknolojinin payı yüzde 5'ler civarındayken Malezya'da yüzde 58, Endonezya'da yüzde 14 ve Fas'ta yüzde 11!

Malezya , bence, İslam ülkeleri arasında, Türkiye dahil, bilim ve teknolojiyi en akıllıca kullanan ve teknolojiyi ekonomide büyük bir katma değere dönüştüren tek Müslüman ülke! Bu açıdan İslam ülkelerinin yıldızı durumunda! Biz çok yüksek sayıda makale yayımlıyoruz, ama teknoloji üretimi ve sanayimizin yüksek teknoloji üretme ve satma kapasitesi yerlerde sürünüyor!

2003 yılında Malezya'nın uluslararası makale sayısı 500 iken Türkiye'nin 6 bin idi! Demek ki ekonomik açıdan bakıldığında, bizim "araştırma makalelerimiz" , ekonomik değere dönüşmüyor! Veya araştırma makaleleri, sanayi-teknoloji açısından bir değer ifade etmiyor! Bu açıdan bizim Malezya'dan öğreneceğimiz çok şey var!

***

CBT'nin bu cuma günkü sayısında ise, Müslüman ülkelerin bilimde geri kalma nedenleri ayrıntılı olarak inceleniyor.

Satır başlarıyla buraya aktarırsam:

° Bilimi geliştirecek sağlam stratejiler olmaması. Siyasi liderlerin bilimle ilgili zihniyetlerinin çok geri olması, bilim ve teknoloji üretiminin ülkelerin kalkınmasında oynadığı rolün farkında bile olmamaları.

° Uluslararası bilim dünyasıyla ilişkilerinin zayıflığı. Bu bakımdan bilime kaynak ayırmamaları.

° Bilimi "satın alınacak mal" olarak görmeleri! Bilimsel üretimin gerisinde önemli bir düşünce süreci olduğunu görmemeleri.

° Şüphesiz başka tarihi etmenler de var: Düşünce ve ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar; otoriter rejimlerin varlığı; yönetimlerde akılcı ve hoşgörülü ortam yerine tutucu düşüncelerin, dogmaların egemen olması ve akıl ve felsefenin dışlanması.

° Ve beyin göçü: Arap ülkeleri yeni mezun doktorlarının yüzde 50'sini, mühendislerinin yüzde 23'ünü, bilim adamlarının yüzde 15'ini İngiltere, Kanada ve ABD'ye kaptırıyor!

Dünya Bankası'nın "Arap İnsan Gelişimi Raporu" na göre, insan gelişimini engelleyen üç önemli etmen şunlar: Bilgi üretimi ve kazanımında yetersizlik, kadınların sosyal planda geriye itilmesi ve özgürlüklerin kısıtlanması.

Şüphesiz, bütün bu nedenlerden dolayı, Müslüman ülkeleri, ABD ve diğer ülkelerin çizmelerinin de gezindikleri yerler! Sadece "çizmelerinin" mi?!

Türkiye acaba bu rapordan geleceğimiz için ders çıkaracak bir siyasal kapasiteye, potansiyele sahip mi?

Cuma günleri CBT'yi izleyin!

2 yorum:

Açalya dedi ki...

Arastirma, rakamlariyla birlikte cok carpici. Keske dinin bilimi etkilemedigi, kendi halinde, ota .oka karismadigi bir dunyada yasiyor olsaydik.

upperBound dedi ki...

Guzel kose yazisi...Isin acisi Islam ile bilim yoksullugu arasindaki yuksek korelasyon, Islam'in ozunden deil, yobaz kafalardan kaynaklaniyor. Birde tabi yazinin en sonunda bahsedilen beyin gocu...Sen ve ben de bu gocun urunu deilmiyiz?

Bu arada ilginc bir gozlemim, Turkiye'ye donup akademisyen olarak ise baslayan bir kac arkadasim, arastirma icin para bulamamaktan deil (TUBITAK kesenin agzini acmis durumda anladigim kadari ile) kaliteli ogrenci bulamamaktan sikayet ediyorlar. Kalite ne demekse...