Pazartesi, Temmuz 16, 2007

Kore'ye bir-iki...

Bu hafta gidiyoruz bakalım. Gitmeden biraz bilgi neyin edinmek için dolaşıyordum interneyde... Şöyle bir sayfa buldum. History 20th Century, Korean War ve Korea's future kısımlarına girdim. Ne kadar yanlı anlatıldığını bilemiyorum elbette. Ama buradaki Koreli arkadaşların genelde Japonlar'dan pek hoşlanmadıkları izlenimini edinmiştim. Türkler'i de pek seviyorlar. Neyse, milletçe bunların da başına gelmeyen halt kalmamış. Tanıdık pek çok şey var aslında menüde. Askeri darbeler, generaller, gomonizm tehlikesi, serbest piyasa ekonomisi, IMF... Öyle içten içe falan bile değil, bariz bölünmüşler, bilindiği üzere. Kuzey kısımları 'Şeytan Üçgeni'nin güzide bir köşesi ilan edileli beri daha da popüler mi oldu acabağ? Yoksa hep popüler miydi? Bilemiyorum. NPR'da sıkça bahsi geçiyor Kuzey Kore nükleer programının.

Bir keresinde benim labdaki Koreli arkadaşlarla konuşurken trafikte 'sen benim kim olduğumu biliyor musun?' geyiğinin hem Kore'de hem Türkiye'de aynen yaşandığıyla ilgili dalga geçmiştik. Belki bu arkadaşlardan biriyle buluşacağız Seoul'de.

Bir başka sefer ise iğrenç yiyeceklerimizi yarıştırmıştık. Bizde beyin yenir, bizde de... Bizde bağırsak da yenir. Bizde de!!! Biz işkembe çorbası içeriz. Haydaaa, biz de!!! Len bunlar bizden pisboğaz. En sonunda biz kan çorbası yaparız dediklerinde ben kendimi tutamayıp 'iğğğ' demiştim. Sanki biraz önce konuşulanlar daha iştah açıcıymış gibi... Bizim Koreli arkadaş 'hehe, kazandık' deyip pek bir eğlenmişti. Biz de Erik'le 'yok bunların bizden farkı' deyip pek bir yakın hissetmiştik kendimizi onlara. Gerçi farkları var elbet... Deli gibi sarmısak yiyorlar. Çiğ sarmısağı olduğu gibi diş diş atıyorlar ağızlarına yemekle birlikte. Ve o yüzden pek hoş koktukları söylenemez çoğunun. En azından bizim haşır neşir olduklarımızın. Neyse :)

Sarmısaktan bahis açılmışken, gidince kimchi'nin dibine vurmayı planlıyoruz inşallah. Bir de bir sürü bidilik şey satın alınabilir gibi geliyor bana, şöyle hediyelik ba'bında. En azından ne getireceğiz gibi bir sıkıntımız olmaz. Burada ondan epey bi yaşıyoruz çünkü...

Velhasıl, giderayak böyle aylak hallerdeyim...

4 yorum:

ycurl dedi ki...

Iyi yolculuklar. Sakin kopek eti yemeyin ama :( Kore'ye giden bir arkadasim bahsetmisti. Kore maceralarini bekleriz artik :))

Defne dedi ki...

Çok güldüm yahu şu kan çorbası işine :)) Ben de bekliyorum Kore maceralarını. Keyifli bir hafta olsun umarım.

YesilErik dedi ki...

Ycurlcum tesekkurler :) Bu kopek eti isini unutmusum.. Neden olmasin? :))

Defne sagol :)

Barış dedi ki...

Bu yazıda kore harbi ve "28 sentlik asker" den bahsedilmez mi?