Pazartesi, Ocak 30, 2006

Happy hippie Sunday

Cumartesi gecesi Capote’yi izledik. Iyi bir filmdi, ama biraz agirdi, hem tempo hem de materyal olarak. Eve gelip filmin etkisiden kurtulalim diye televizyona baktik biraz. PBS’te veba salgini ve genetigi ile ilgili bir belgesel vardi. Harika goruntuler esliginde onu izledik, icimiz bir acildi, bir acildi. Sonra vebanin AIDS’le olan genetik bagini filan anlattilar, cok ilgincti aslinda. Iki hastalikta da ayni mutasyonu gozlemlemisler. O mutasyona sahip olan bireyler veba veya AIDS olmuyorlar. Ama mutasyonun hucrede virusu veya bakteriyi hucreden iceri sokmamasi disinda bir ayrinti verilmedi, onu biraz merak etmedim degil. Muhtemelen hucre duvarindaki giris mekanizmalarinda bir degisiklik oluyor ama hangi mekanizmada? Neyse… Onun ardindan gec saatte bir Bond filmi basladi. Benim iyice uykum kacti, izlemeye basladim. Saat 1.30’da gosterimde olan bir film icin cok reklam almislar, baydi epey.

Ertesi sabah arkadaslarimizla kahvalti icin lokal bi coffee house’da bulustuk. Kahvaltimizi ettik, kahve ictik, sohbet ettik, sonra evimize donduk. Erik calismaya oturdu, ben de mutfak alisverisi yapmak icin tekrar ciktim. Ucuz bir kitabevimiz var burada, saniyorum o da lokal ama emin degilim, oraya bir ugrayayim dedim once. Epey oyalandim orada, ozellikle cookbook bolumunde cok hos kitaplar buldum. Fiyatlari da gercekten uygundu. Julia Child’in “Julia’s Kitchen Wisdom” diye bir kitabini aldim. Icinde cok temel teknikler var fransiz mutfagi ile ilgili. Ve harika bir anlatimi var, kadincagizin o kadar unlu olmasina sasmamali. Bir de menu planning diye x bir kitap buldum, onu aldim.

Oradan ucuz ve bol yesillik satan market Meier’e ugradim. Organik falan degil satilanlar ama kalitesi fena degil. Bir araba dolusu sebze meyve alip 40 dolara filan cikilabiliyor. Ayni alisverisi “Butun Yemekler”de yapsan 100’u rahat vurur. Butun yemeklerden ozel olarak aldigim seyler var. Biraz ordan biraz burdan seklinde yapiyorum zaten alisverisi. Hepsini bir arada vermiyorlar adama. Neyse. Yesillik diyordum. Bu aralar yesillik, ot veya yaprak, artik her ne ise, onlarin kavurmalarini yapmaya takmis bulunuyorum. Ozellikle kisin burda cok bol olan bu yesillikleri yapmayi ogrenmeliyim diye dusundum. Turnip greens aldim. Evde de bir demet organik ispanak ve iki demet swiss chard vardi. Eve gelince turniplerle ispanagi kavurdum, pirinc ekledim. Swiss chard’i da kendi basina kavurup borulce ekledim. Chard kavurma iyi oldu da, turnip’i taze veya patates salatasinda filan yemek daha iyi olabilir, pismisinin tadini ve kokusunu cok begenmedim dogrusu. Chard’in turkcesi ne oluyor bu arada, hic bir fikrim yok. Ahan da buraya resmini koyacam, bilen varsa soylesin. Erik bir de karnibahar istiyordu. Ben sahsen dumduz karnibahar yemegini yerim ama cok aramam. Alternatif olarak buharda pisirip ustune ya limon-zeytinyagi ya da sarmisakli yogurt-kirmizi biber koyup yemegi tercih ediyorum. Dedim hadi degisik ve sicak bir karnibahar yemegi yapayim. Sevgili Oya’nin cok nefis bir tarifini gormustum gecenlerde, arapsaciyla beraber hardal-limon terbiyeli. Ondan yapmaya karar verdim. Lezzeti cok iyi oldu ama fazla pisirmisiz farketmeden, karnibaharlar biraz dagildi, yemek yerine corba gibi oldu. Gunu SAG awards izleyip caylarimizi yudumlarak kapattik.

20 yorum:

Gün dedi ki...

Neden zayıf olduğun ortaya çıktı baksana ne güzel sebze yiyorsun, benim aram otgillerle çok iyi değil, yerim de pişiren olursa ot gibi yerim işte :) Ellerine sağlık canım.

YesilErik dedi ki...

Ya Guncum, bu zayif lafi bana takildi kaldi. Tamam, ince kemikliyim veya yapiliyim ama hakkaten zayif miyim ya? Zayif? O eskidendi.. Simdi normalim. Hem sen beni daha gormedin bile sekerim :))) Bakma bu blog kizlarina sen :PPP Zayif diye ben Ezero'ya derim arkadas, var mi itirazi olan? :)))

Ben sana pisireyim ot sekerim, seve seve :)

Dalgic dedi ki...

Ben o kadar mizmizlandim YesilErik'e anlatma diye... O da sagolsun yazmamis. Ama ben dayanamadim, kendim yazayim. O chard denilen yaratik igrenc ve kart bi sey. Turnip greens de ispanagin yaninda islatilmis karton gibiydi. Guzelim karnibahar da Oya'nin tarifiyle yapilinca cig yumurta kokulu agir bir sey oldu cikti. Eminim Oya'nin bir sucu yok: Fransiz usulu soslarda yumurtayi pisirmeden kullaniyorlar. Midem kaldirmiyor acikcasi.

Diyecegim su ki, yesillik, yemegin yanindaki salatada, ana yemeklerin arkasindan zeytinyaglida, sarmada guzeldir. Ele sert gelen yesillik tencerede kesinlikle kotudur (buna karalahana yaratigi dahil). Kirmizi etin kotusu zor bulunur. Tavugu yemek icin sokmadigin kilik kalmamasi gerekir. Balik, midye, kalamar, sushi, ahtapot, deniz kestanesi ilahidir. Fransiz yemekleri agir, Italyan yemeklerini evden baska yerde yemesi musriflik, Alman yemeklerini yemek herkesin harci degildir.

Bir de Turk yemeklerine seker koymak ayiptir. Zeytinyaglida sogani kavurarak tat veremeyenler sekere siginir. Ic pilava bile (ozellikle de midye dolma icin) seker koymadan yapabilirsiniz. Soganlari kisik/orta ateste uzun sure pisirip biraz kusuzumu koyarsaniz sekere gerek kalmaz, ustelik bin kat daha lezzetli bir yemek yapmis olursunuz.

Ben de iri kemikli(!) bir huysuzum, ama agzimin tadini cok iyi bilirim. Ayrica cok mutevaziyimdir. ;)

ycurl dedi ki...

yesilerikcim,
dalgicin su yorumunu okuyunca kolay gelsin yesilerike dedim icimden. Dayanamadim buraya da yazayim dedim :P Zaten kac tane erkek ot yemegi sever parmakla saymak gerek.
Hele seker konusunda yapilan yoruma birsey demiyorum ama denedigim midye dolma tarifinde seker yoktu. Kusuzumu o hafif sekerimsi tadi sagliyor.
Yesillikler konusunda aslinda ben de pek bilmedigim seyleri denemeyi sevmiyorum ama sanki kis ya da borek benzeri seylerde hos olacakmis gibi geldi bu chard ve turnip greens.

mono dedi ki...

pinpon maçı izler gibi oldum yeşilerik-dalgıç arasında :) karnıbahar konusunda da fikrimi bildirmek isterim, en güzeli ve en sağlıksızı tabiki de galeta+yumurtaya bulanıp yağda kızartılıp üstüne sarımsaklı yoğurt dökülmüşüdür...

huysuz dedi ki...

yeşil erik,
1. sen zayıfsın :)
2. amerikanya ellerinde, yeşillik acaip pahalıymış ..

wizkid dedi ki...

bu olsa olsa kirmizi sapli ispanaktir.

YesilErik dedi ki...

Ehehe :) Aslinda Dalgic'in da isi zordur. Ben de bir seyi tutturdum mu tuttururum, tencere kapak seklinde yuvarlanip gidiyoruz diyelim :) Spesifik orneklere gecersek, bence ispanaga mutlaka seker koyulmasi gerekir. Buradakilere degil ama Turkiye'deki o keskin lezzetli ispanaklara azicik olsun seker koyulmazsa yerken insanin surati sekilden sekile girebilir ve yemek olayi butunuyle bir iskence halini alabilir.
Oya'nin yemegi bence cok guzel oldu, beni yumurta olayi o kadar rahatsiz etmiyor. Ilk deneme icin oldukca basariliydi, ama fine tuning yapilabilir kesinlikle.
SOnraciima, swiss chard kavurmasi da pek iyi oldu, icine nar eksisi bilem koydum, eksi eksi harika bir zeytinyagli oldu. Hatta bir sonraki procemi acikliyorum: Ycurl'un tavsiyesinden esinlerek swiss chard'li borek yapacagimdir.

Bu swiss chard ispanaga da benziyor, semizotuna da ama daha kart yaprakli, collard green kadar olmasa da. Ama pisince yeterince yumusuyor bence.

Karnibaharin kizartilmisi en muhtesem olur suphesiz.

Bir diger basligimiza gecersek, burada sadece yesillikler degil, pek cok sebze ve meyva oldukca pahali. Hele domates insana ilk soku yasatiyor. Neredeyse mucevher fiyatina satilacak.

Bi de zayif dediginiz icin tesekkurlerimi sunar son bir noktaya deginerek yorumumu bitiririm:

sarma degil dolmaaaaaaa! :)

Cerise dedi ki...

Ben bu resimdekini hic gormedim yesli erikcim. Bir de okurken aklima geldi, burada pazara gidip pardon sizde swiss chard var mi diye sorsam acaba dedim, pazarci amcanin tepkisi ne olur :P

ycurl dedi ki...

Turkiye'de kesin vardir bu ottan. Ama koylulerin verdigi adi bilmek lazim. Yazin Ege koylerinde pazarlara bir otlar gelir ki hayatinda duymayip yememissindir. Sagolsun annem bir ot meraklisi olarak herseyi toplar bize tanitim yapar. Isirgan otlu borek yapmisti sanirim yesillikleri borege fikrini annemden esinlenmisimdir. Bir de bu adreste http://zeytindali.blogspot.com/2005_12_01_zeytindali_archive.html
green collard ile yapilan dible var. Belki biliyorsundur ama yazayim dedim

fethiye dedi ki...

ha, demis miydim ben dalgica katiliyorum diye. italyan yemegi ne ki? adamlar restoranda da yapmiyolr makarnayi. kesin barilla alip onune suruyorlar. bizim adam da bayiliyor ama, o baska.

aklimdangecenler dedi ki...

Yahu swiss chard karalahana ailesinden degilmi? ben oyle biliyordum ama yanilmisda olabilirim....sebze konusunda benimde acayip sIkIntilarim var burada, bizim ayse fasulyeden buldummu vallahi gun gormemisin fasulyesi olmus almis durumu yaratiyorum :) onun haricindede hep klasik sebzeler iste pisiyor, bilmedigim sebzeleri denemeye korkar oldum yahu burda :P
oyle yada boyle, sebze yiyelim yemeyenlere sarimsaklayip yedirelim, faydali bisi....

YesilErik dedi ki...

Ycurlcum, sagol, gormustum o tarifi de..

Fethiyecim, ya ben ev yapimi makarna yapan makarnacilari seviyorum, ozel soslari da cok lezzetli oluyor. Makul bir fiyat karsiliginda, eger restoranin da havasi guzelse yerim ben valla. Simdi ici taze mantarli, ozel alfredo soslu ravioliyi hangimiz evde yapiyoruz, di mi ama?

Akilmdangecelercim, oyle valla, yiyelim, yedirelim, yemeyenlere burunlarinda sokalim hatta. Yok abarttim :) Ama sarmisaklamak iyi fikir. Swiss chard karalahana ailesinden mi bilmiyorum ama lezzeti daha cok ispanakla semizotu arasi gibi bir sey. O lahanagillerin meshur kokusu yok yani onda.

ne yazdı ne yazamadı dedi ki...

selamlar ben pazı diye bir oneride bulunmak istiyorum familya mamilya kenarından olamaz mı?

Oya Kayacan dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Oya Kayacan dedi ki...

Yeşilerik'çiğimden dolaylı olarak sevgili Dalgıç,
terbiye meselesi öyle bir şey işte, çiğ yumurtadan yapılır. Biz terbiyeli çorbalardan mesela düğün çorbasını, terbiyeli köftelerden mesela ekşili köfteyi ve de terbiyeli sebzelerden mesela ıspanak kökünü yemeyi pek severiz. Tamamiyle Türk mutfağındandır bu saydığım yemekler. Arapsaçı da terbiyeyi benim bu alışkın ağzıma göre çok iyi kaldırdı. Burada dediğin gibi biraz Fransızlaştı da sanki! Terbiyenin tek püf noktası şu: un ve limon çırpıldıktan sonra içine yavaş yavaş yemeğin kaynayan suyundan katılıyor ve hızlı karıştırılıyor. Yemeğin altı kapatılıyor. Derken bu ılınmış / ısınmış terbiye çok yavaş olarak yemeğe karıştırılarak katılıp tencerenin kapağı da kapatılıp bırakılıyor.

Chard pazıdır ama resimdeki kırmızılıklar yoktur bizim pazılarda. Bu daha çok pancar yapraklarına benziyor.

YesilErik dedi ki...

Yazarcim ve Oyacim, bir cesit pazi herhalde bu. O kirmizi saplarini zaten katmadim, sadece yapraklarini pisirdim ben de.

Oya Kayacan dedi ki...

Vallahi ayıp ettin Yeşil Erik. O saplar var ya o saplar, enfes zeytinyağlı yemek olur onlardan. Dışları kıymık kıymık kabuklu gibidir ya, onları tepeden tırnağa soyacaksın önce. Bıçakla kaldır ucundan ve çek, kabuklar çıkar. Ben böyle saptan sopadan yaptığım yemeklerle çok puan toplarım da.

Dalgic dedi ki...

Oyacim,

Ben terbiyeli yemeklere bayilirim. Ama yumurtali olunca bana acayip agir gelir. Ben genellikle un-yogurt-limon uclusunu terbiye olarak kullaniyorum corbalarda. Yumurtali terbiyeyi de sadece iskembe corbasinda denedim, onu da zaten ben yapmam.

Her neyse, senin tarifteki hardal ve yumurta akiyla bir sekilde ten uyusmazligimiz oldu. Bir daha yapacak olursak sadece yumurta sarisi koyarak deneriz artik.

YesilErik dedi ki...

Oyacim, baslangic icin olaya sadece yapraklardan gireyim diye dusunmustum :) Saplari biraz sert gorunuyordu, ama uzun sure haslayinca yumusuyor olabilir. (Ek bilgi: Daha cok kereviz sapina benziyordu bunlar, oyle dikenleri yoktu). Sap olayi bence de cok basarilidir, yapragin yogunlasmis lezzetini alir sanki insan saplari yerken, oyle degil mi.. Karalahanin saplarini koyar annem hep dolmalarin ustune, beraber piserler, enfes olur.

Bakin bence n'apalim: Sadece saplarindan sadece yumurta sarisi/limonla terbiyeli corba!! :)))