Pazartesi, Aralık 12, 2005

Ordan burdan surdan

-Yazmam lazim.
-E yaziyorum.
-Ama buraya degil.Gitmeden once bir seyler yazip teslim etmem lazim, bende tik yok. Hayir, ariyorum ariyorum, yumurtami bulamiyorum. Gelip kapima dayanacakti, hani?? Nerde bu yumurta hic bilmiyorum. Gelsin artik, lutfen…

Cumartesi alisveris yaptim biraz daha. Bir arkadaslarimizin kizina hediye bir seyler alayim dedim. Barbilerin oldugu bolumde bakinirken bir anne ile kizi geldiler. Biraz tereddut ettikten sonra anneye donup, Seyyy, merhaba, ben bi kucuk kiza hediye alacagim. Eskisi gibi barbilerle oynamayi seviyor mu cocuklar? Yoksa what’s hot for them these days dedim. Kadincagiz da gulumsedi once. Sonra kendi kizinin barbilerle hic oynamadigini, onun yerine dvd’si ile birlikte gelen ve barbilerin yaklasik beste biri buyuklugunde olan iki kucuk plastik kizin maceralariyla daha cok ilgilendigini soyledi. Adlarini simdi hatirlamiyorum bu kahramanlarin. Sonra ben sanirim icimdeki barbi sevgisine yenik dustum. Bir tane sectim iclerinden. Fiyati da uygundu. Yanina bi de Ken alayim bari dedim. Ken yokmus, Blaine varmis onun yerine, ondan aldim. Hos bir cift oldular ikisi. Bakalim, bizim kucuk hanim begenir insallah.

Bu aralar bi hediye alma furyasi yasiyoruz. En son bizim Elma Yanak’a parfum almaya karar verdik. Eskiden Discovery Store’dan ilginc oyuncaklar bakardik kendisine. Ama artik buyudu, abi oldu, kiz arkadasi bilem varmis. Parfum uygun duser herhalde dedim Erik’e. Varsa bile, fazladan bi tanesine kim hayir der ki hem. Ben sahsen CalvinKlein kokularini genelde severim. Hala cok genc ruhluyum, ondan mi acaba :PPP Neyse, Truth diye yeni bi kokusu varmis CK’in, ondan aldik kardise. Bi de Crave vardi ama o bir sekilde kalkti piyasadan. Guzel kokuydu halbuki.

Gecen aksam bizim bi arkadaslardan aldigimiz bir takim CDler duruyordu oyle kenarda, onlara biraz bakayim dedim. Bu Avrupa Yakasi ne menem bi seymis diye merak edip duruyordum ne zamandir. Ilk iki bolumunu izledim. Once: Boyle turkce bir seyler izlemeyeli epey olmus, diziydi, filmdi filan, hafif bir kultur soku yasadim kendimce. Ama cabuk atlattim. Sonra tavirlar ve konusulanlar ne kadar biz, ne guzel dedim. Sonra kulagimi tirmaladi bir seyler. Ne cok bagiriyorlar dedim. Yani karakter yaratmak icin illaki avaz avaz bagirmak mi gerekiyor. Bir ciglik atmalar, bi haller, itici ve biraz yapmacik geldi bana. Soyle sakin sakin konussalar azicik halbuki ne guzel olurdu. Ikinci bolumu izlerken ortalara dogru bir farkettim ki ben bu bolumu zaten Turkiye’deyken izlemisim. Hani su serginin oldugu aksam evde fener maci izleme muhabbeti. Komikti. Haaa, bu muymus Avrupa Yakasi dedim sonra. Bir sekilde ilk Turkiye’de izledigim icin mi nedir, organik bir bag kurdum hemen diziyle :PP Masallah, galiba bu aralar 70. bolum mu ne oynuyormus, eh biz biraz geriden takip ediyoruz artik, n’apalim.

Laf dizilerden acilmisken. Sevdigim dizilerden GreysAnatomy’i kacirdik dun aksam. Marjinal bir sanatcimiz gelmis, sehrimize tesrif etmisler, kirmayalim gidelim konserine dedik biz de. Bu arada kendisinin bu kadar orjinal ve marjinal oldugunu konser esansinda gorup karar verdik, yoksa onceden hakkinda pek bir sey bilmiyorduk. Istanbul kanatlarimin altindanin muziklerini yaptigini biliyorduk sadece. Muzigi fena degildi ama onun disinda gercekten ilginc bir tecrube oldu butun bu konser deneyimi. Kendi kendisini fazlasiyla pohpohlayan insan/sanatci kisilik veya bilumum kisiliklerden pek hazzetmedigim icin muzik kismindan once uyuzluk katsayim bir doz artti maalesef. Kisa bir biyografisi yayinlandi konsere baslamadan hemen once. Kendisi dort yasindan beri piyano caliyormus, hadi o tamam. Bu tur geyikler hep doner. Butun genclik yillarini arkadaslari sokakta saklambac oynarken o piyanosunun basinda gecirmis. Iyiii, gecirirken bize mi sordu, allah allah.. Anadolu’nun binlerce yillik mirasi onun omuzlarindaymis. Vay bea!! Zaten sahneye ciktiginda var bi yamukluk ama ne diye dusunduydum bi an. Hani malum, yuk agir, altinda ezilme durumlari. Bi de evrensel olmak ona yetmiyormus, kendisi onu da a$acakmis. Kendine gore bir calma tarzi var, eyvallah. Selamlamasi desen, o da bi degisik, hadi ona da eyvallah. Ama kendisi hakkinda bizim yapacagimiz yorumlari bizden calmasi ve carpitmasi, ona eyvallah degil iste. Bugun EksiSozluk’te biraz gezindim, hakkinda yazilanlari okudum. Sonra bi de kendi sayfasina girdim soyle bir baktim. Bence mutlaka ziyaret edilmesi gereken guzide bir web sayfasi. Fazla soze gerek yok, gidip gorulmesi yeterli. Ozellikle Mozart, Bach gibi sahsiyetlerin fotograflariyla kendi fotografi degisik bir kompozisyonlara oturtulmus. Bazen bir fotograf, bir gorsellik bin kelimeye bedeldir. Gecenlerde su meshur bakanimizin esinin yalniz yemek yedigi fotografta oldugu gibi. Dedigim gibi, bi gormek lazim. Konserle ilgili diger guzel ayrintilardan Erik bahsetmis bugun. O yuzden bend aha fazla uzatmayacagim. Organizasyonu duzenleyen dernegin acilis konusmasinin tam bir “load of crap” oldugunu belirtmeden gecemeyecegim yalniz. Yani oyleki, bu deyim benim icin yeni bir anlam kazandi. Repertuarim genisledi dogrusu. Ozellikle ustune basa basa “Öhöm, organizasyonumuz tamamen non-profit olup her turlu bagnazlik, dar gorusluluk, beyin yikama, kadinlara ikinci sinif muamele servislerinde hizmetinizdedir. Siz de gelin, bu guzellikleri hep beraber yasayalim, yasatalim. Acik fikirli olunuz lutfen.” aciklamalari beni her seferinde ayrica koparmaktadir.

Hadi yeter ya, ben kactim.

8 yorum:

ycurl dedi ki...

Ben de yegenime almistim Barbie bir hevesle ama abim dedi ki aa Yagmur artik oynamiyor pek Barbie ile. O genelde dvd seyretmeyi seviyor laptopta deyince birsey diyemedim. hih dedim benim 4 yasinda ne barbiem vardi ne de dvd ne de laptop. Simdiki cocuklar cok sansli.
Ya yesilerikcim su Avrupa yakasi cdlerinden biz nasil yararlanabiliriz acaba :) Hatta benim bir projem var 2-3 kisi arasinda Turkce kitap, vcd, dvd vs.. donusumu yapmayi planliyoruz Amerika icinde. Bilmem ilgini ceker mi boyle bir 'share your Turkish audiovisual and book stuff' bir olusuma katilmak.

YesilErik dedi ki...

Ycurlcum, katilmak isterim tabii boyle bir paylasim olayina. Ama bu dvdler bi arkadasin ve bizde dvd writer yok. O yuzden bunlar olmasa da bize ait olan cd, kitap vesaireyi degisebiliriz.

ycurl dedi ki...

Proje henuz fikir asamasinda uygulama asamasina sanirim ocaktan sonra baslanacak. Ne de olsa katilmayi planlayanlar (Simdilik MertUlas ve Bew var) ve tabii siz efendim Turkiye'ye gidiyorsunuz. Bir nevi herkes bir nevi database olusturup bu bir kaynakta toplanacak sonra da hizmete acilacak. Mert blogger araciligi ile olur mu kismina bakarim dedi ama final donemi olunca simdilik hersey emekleme asamasinda. Fikirlere ve nasil gelistirilebilir kismi onerilere her zaman acik tabii ki.

mono dedi ki...

yeşilerik bratz bebekleri var simdi pek populerler, barbiler cicikiz sa bunlar hip-hop genclik edasindalar. oyuncak mafyasini cok yakindan takip ediyorum da :)

YesilErik dedi ki...

Ycurl, evet o zaman biz dondukten sonra daha ayrintili bakabiliriz. en azindan bir liste cikarmayla filan baslariz.

Pinar, bunlari gordum ben de. Sonra dedim ki bu koca kafali bebekleri sever mi acaba? Biz kucukken Cindyler vardi koca kafali, ben hic sevmezdim de onlari :) Ama isin icine hip hop girince belki daha degisik oluyordur, bilmiyorum. Hayirdir, senin oyuncak mafyasiyla olan bagin? :))

Cerise dedi ki...

Barbie'lerimi hala 'cocugum oynar' seklinde kendimin bile inanmadigim yalan bir bahaneyle saklayan biri olarak cocuklarin nasil olup ta artik hoslanmadiklarina bir anlam veremedim. Zamane cocuklari iste ne yapacaklari belli olmuyor...

tavsan dedi ki...

bu yumurtalara gerek olmadan yapabilmek gerekiyor birseyleri ama alismisiz bi kere. bende de ayni durum iste; yumurta bekliyoruz ki dayansin kapiya. sonumuz hayrolsun diyorum;) opuyom.

YesilErik dedi ki...

Cerise hosgeldin. Biz biraz yaslandik herhalde, ondan anlam veremiyoruz :)

Tavsancim, operim sekerim.