Salı, Ağustos 30, 2005

Mutluluklar

Mutluluk nasil tanimlanir? Insanin dis dunyasiyla ic dunyasinin uyumu? Sessizce kopan bir firtina?

Benim icin son bir kac yildir mutlulugun tanimi biraz degisti . Belki daha iyi ayirdeder oldum, daha cok farkina varir oldum bazi seylerin. “O” gunu yasamayi daha cok ogrendim sanki. Yasadiklarimi da cebime koyar oldum birer birer.

Kucuk mutluluklar her gun oradalar aslinda. Bir agacin dalinda, yapraklarin arkasina saklanmis meyveler gibi kesfedilmeyi bekliyorlar. Onlari gormek, hatta bazen aramak, olduklari yerden cikarip toplamak ise bize bagli. Sevdiklerimin saglikli ve huzurlu oldugunu bildigimde o meyveleri daha s1k topladigimi farkettim. Bu on kosul saglanmazsa buruk bir gulumsemeyle gecistiriyorum kucuk mutluluklari. Baskalari icin mutlu olabiliyorum ama kendim es geciyorum bu guzellikleri. Bazi yonlerden bu buruklugu hala her gun yasiyorum ve yasayacagimi biliyorum. Ama artik icice sokmayi biraz da olsun basarabiliyorum kucuk mutluluklarla huznumu. Cok uzattim. 10 tane olacak mi bilemiyorum ama iste beni mutlu eden ufak seylerden aklima gelenler:

-Soguk ve yagmurlu bir gunde Erik’le salondaki koltukta battaniyenin altina girip cekirdek citlatmak
-Biradere satasmak, ozellikle ensesine saplak atmak veya bacaklarindaki killari tek mi cift mi diye cekistirmeye calismak, karsiliginda sag yumruk cevabi almak
-Oturdugumuz evin civarinda tavsan gormek, her gun bir tane daha goreyim diye etrafa bakinmak.
-Dostlarla sohbet, onlardan haber almak, karsilikli iyi dileklerde bulunabilmek
-Erik’le mutfaga girip yemek yapmak, yeni lezzetler kesfetmek
-Istanbul’a donus yolunda ucak inise gecmeden bulutlarin arasindan Istanbul’u gormeye calismak, sonunda ucagin tekerleklerinin yere degmesiyle sarsilmak
-Annemle beraber sabah kahvaltisindan sonra turk kahvesi icmek, gune baslamayi ertelemek.
-Istanbul’da eskiden her gun otobusten inip bogazin kucagina dustugum noktada durup bogazi icime cekmek.
-Bangir bangir muzik dinleyerek otobanda hiz yapmak, rampa cikarken gaza basinca arabanin hizlanivermesi.
-Kalabalik bir caddede, elimde kahve, bir insan guruhuyla beraber karsidan karsiya gecmek.
-Dostlarla spontane planlar yapmak, hadi okuldan projektoru yurutup film izleyelim veya hadi mangalda sucuk yapalim diye hep bir agizdan karar vermek.
-Aksamustu eve gelince yatagimin uzerine gunes vurmasi ve benim bir-iki dakikaligina kivrilip yataga uzanmam.

Sanirim 10 taneyi feci halde gecmis bulunmaktayim. Son olarak bir mutlu ani: Biraderle evde didisip, oraya buraya kosturup babami kizdirmak, babam kizip gelince de hicbir sey yokmus gibi yanak yanaga sarilip babama siritmak.

Butun bunlari farketmeme ve hatirlamama vesile oldugun icin: Tesekkurler Fethiye.

Ben de Sugibi, Defne ve Jack'i dilerlerse kucuk mutluluklarini paylasmaya davet ediyorum.

2 yorum:

Margot dedi ki...

Bu son yanak yanağa anektod'u çok güzeldi. Kardeşim yok ama sizi gözümde canlandırabildim sanki :-)

YesilErik dedi ki...

:-)