Otoparktan cikarkene

Arabaya binilir, debriyaja basilir, anahtar kontaga sokulur, motor calistirilir. Radyo devreye girer, sunroof acilir, emniyet kemeri takilir. El freni indirilir, geri vitese takilir ve hareket edilir. Katli otoparkta cikis isaretleri takip edilerek giseye dogru surulur. O sirada yan koltukta outran MG “Hiii, cabuk dur, cek saga cek” diye bagirir. Tam o sirada telefon calar, arayan Eriktir. Telefon acilir, hemen bi dakka denerek “hold”’a alinip MG’ye donulur. Ne oldu denir. MG bagajdan cuzdanimi almam lazim der. Neymis, restorana gidince bu sefer artik o odemek istiyorumus hesabi. Gene ayni tartisma, hesabi kim odeyecek. Bunun icin mi bu kadar panik oldun diye bir posta MG’ye kizilir. Restorana varinca otoparkta alirsin canim denir hafif kizarak. Sonra telefonda bekleyen kocaya geri donulur, efendim hayatim, n’oldu denir. Bu sirada cikistaki giseye iyice yaklasilmistir. Elektrik fautrasini odedin mi diye sorar Erik. Y.erik dugum... Hangi faturadan bahsediyorsun? Faturalari Erik oder bi kere, gecen hafta mi evvelki hafta mi ne bi fatura vermistir Erik postaya verilmesi icin, onu da insallah o gun vermisimdir postaya diye gecirir icinden Y.erik korka korka.. Hep unutur cunku, gecirir faturalarin tarihlerini. Erik de bunu pek iyi bilir. Bu sirada giseye varilmis ve giris bileti cantada aranmaya baslanmistir. Gisedeki adam iyi gunler diler. Adama gulumsenir, sonra telefondaki Erike donulur. Hayatim, ne elektrik faturasi ben bilmiyom denir zavalli bir tonda. “He he, dalga geciyom” der karsi taraf, ses tonunun zavalliligindan yeterince tatmin olmus bir vaziyette. Okkali bi kufur sallanir kocaya. Sonra da MG’ye donup biktim ikinizden de, sozlesmissiniz gibi, ne bu yaaa diye dellenilir. Para odenir, arabanin onundeki cubuk yukari dogru kalkar, otoparktan cikilir, restorana dogru yol alinir. Ayh, bazen hayat ne yorucu :-)