Cuma, Nisan 17, 2009

İçi boşalan kavramlar silsilesi

Adalete guvenmek, adaletin tecelli etmesi, hukuk devleti

Butun bunlar bana ici acayip bos sozcukler olarak gorunmekte bugunlerde.


DÜNYADA BUGÜN

ALİ SİRMEN

Ergenekon Uyutmaları

Ergenekon soruşturmasında 12. dalga kamuoyunu derinden sarstı. Fethullah Gülen ile Tayyip Erdoğanın yandaşları bile tepkinin büyüklüğü karşısında ağız değiştirmeye başladılar. Kimileri soruşturmanın rayından sapıp sapmadığını sormak zorunluluğunu hissetiler.

Bu Ergenekon soruşturmasıyla ilgili bir uyutmadan başka bir şey değildir.

Çünkü herhangi bir sapma falan yoktur. Ergenekon soruşturması baştan beri neyi hedeflemekteyse o yönde ilerlemekte, Atatürkçüleri, laikleri, aydınlanmacıları, demokratları içeren girişimlerin kapsadığı insanların sayıları arttıkça kamuoyunun vicdanındaki kanayan yara da büyümektedir.

Bu yüzdendir ki, bu soruşturmanın yargısız infaza dönüştürülmesinde dahli bulunan yayın organları ve gazetecilerin, şimdiki şaşkınlıklarının içten değil, yapay olduğunu söylemek zorundayız.

Engenekon soruşturmasıyla ilgili ikinci büyük saptırma, Yargı süreci başladı, yargıya müdahale etmeyelimnakaratıdır ki, AKPnin sözcüleri, üyeleri ve kalemşorları bunu sık sık tekrarlamaktadırlar.

Her şeyden önce, yargı sürecinin başlamış olduğu savı, kuvvetler ayrılığının doğru dürüst işlediği ve yargı bağımsızlığının gerçekten var olduğu rejimlerde yani demokrasilerde geçerlidir. Bu ülkede bir Başbakan Erdoğan, Ergenekon davasının savcısının kendisi olduğunu kamuoyu önünde bağır bağır bağırarak ilan ettiğine göre, burada bağımsız bir yargı yok demektir ve öyle olunca da, bağımsız yargı sürecinin başladığı söylenemez.

***

Ayrıca, savcıların harekete geçmeleri, dosya hazırlamaları, bazı taleplerde bulunmaları vb. gibi işlemlerin bizatihi kendileri hukuki sürecin başlamasına tek başına yetmezler. Bir hukuki sürecin başlamış olması için, kimi işlemlerin ve kararların yetkili hukuki makamlar tarafından yapılıp verilmesinin yanı sıra, bunların ayrıca hukuka uygun olarak yürütülmeleri, bu esnada usul hükümlerine de harfiyen uyulması gerekmektedir.

Savcıların yürütmeleri gereken soruşturmaları, aramaları eğer polis yürütüyorsa, ki Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin aranması ve burs kayıtlarına el konulması sırasında öyle olmuş, aramayı polis yapmış ve aramada savcı hazır bulunmamıştır, o zaman hukuki süreç başlamıştır denilemez. Hukuki süreç, yetkili makamların ilgili yasalara ve maddelere uyarak yürüttükleri süreçtir. Yoksa süreç kimin tarafından sürdürülüyor olursa olsun, hukuki değil hukuk dışıdır.

Lütfen bu tür uyutma tümcelerine kanmayın ve sureti haktan görünüp de, gerçekleri saptıranların karşısında sinmeyin!

Yineleyelim, hukuki süreç yetkililerin hukuka uygun davrandıkları süreçtir.

***

Bir başka nakarat da, her zaman yanlışlığının altını özenle çizdiğimiz, Merak etmeyin adalet yerini buluruyutmasıdır.

Her şeyden önce adalet yargının gerçekten özgür olduğu ülkelerde yerini bulur.

Ayrıca, adaletin yerini bulması, yargı süreci başladıktan bitene yani karar kesinleşene kadar geçen süre içinde, daha sonradan telafisi mümkün olmayacak olan zararların meydana gelmemesi halinde mümkündür. Eğer sanıklardan biri veya bir bölümü, tutuklu olarak içerde yatmış ise, ki bu süre kimi hallerde istenen cezanın süresi kadar olabiliyor, ondan sonra o aklansa bile bunun hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur ve bu durumda adalet madalet tecelli etmiş olmaz.

Şimdi Ergenekon davasının 12. dalgasına gelince, orada değerli rektörümüz, eski rektörlerimiz ile Hocam (bana hocalığı okuldan değil, gazetedeki köşesinden ve kitaplarındandır) Erol Manisalının adları daha önceki iddianamelerde de geçmekteydi. Buna karşın bunların hiçbiri kaçmadılar, normal hayatlarını sürdürdüler. Bu durumda onların, savcılık tarafından tutuklanma talebiyle yargıç önüne çıkarılmalarındaki hukuki isabeti anlamak güçtür.

Görüyorsunuz, darbeyi önlemek adına hukuka karşı yürütülen darbeyi mazur göstermeye yönelik uyutma nakaratlarının hepsi geçersizdir.

1 yorum:

aysema dedi ki...

"Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır!"