Bugün gibi gözümün önünde Aziz Nesin'in o itfaye merdiveninden aşağı inişi. O zamanlar böyle bir vahşeti algılamakta zorlanmıştım. Geldiğimiz noktaya bakıyorum, artık zorlanmıyorum anlamakta.
Hadi çok sevgili Liboşcuklar, inanç özgürlüğü mangalında kül bırakmayanlar. Hadi, bekliyorum sizden bir iki lakırdı. Anlatın gene Türkiye'de şeriat tehdidi falan olmadığını. Hadi bugün anlatın asıl o 20 bin kişinin orada nasıl toplandığını, oteli ateşe verdiğini ve polisin nasıl müdahale etmediğini. Bunu da bir sokuverin insan hakları kılıfına. Bekliyorum. Olmadı gidin bi kebap yiyin orada, sıkmayın canınızı...
Pazartesi, Temmuz 02, 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Askılılarla İstanbul'da kendimi çıplak dolaşıyormuşum gibi hissettiriyorlar sadece Erikciğim, ne şeriatı ? Çok özgürüz çoook.
daha niceleri....
''evin içinde bizde kısa kollu giyiyoruz rahat ol'' dıyen şahsiyetler var ...vede senin bir aleviden doğurduğun çocuğu sevmeyiz diyenler...daha bebekken yaftasını yemiş insanlar doğuruyoruz..hepimiz özgürüz daha ne?
Cehaletle ugrasmak en zoru. Allahin sacla killa ugrastigini dusunen zihniyet nasil bir beyindirki, yaratani bu kadar hafife alir kendi gibi. Hucrenin bile akli oldugunu bilmez, kendine donup bakmaz, nasil yaratildigini dusunmez, kafasindaki tuyun hesabini yapar. Cildiricam.
Ben çocukmuşum o zamanlar galiba. Benim insanım böyle şey yapar mı? Nasıl olur, diye çok şaşırmış, çok ağlamıştım. Hem ölenler, hem yakanlar için. Yok, yanlış anlaşılmasın, yakanlara acımam yok. O değil, çürümüş ruhlara ağlamıştım.
www.elifsavas.com/blog
Madımak'ı tam hatırlayamasam da Uğur Mumcu'nun karların üzerine düşmüş kırık gözlüğünü hatırlıyorum. Bu ülkede özgürlük dendiğinde herkes kendine göre bir tanım yapıyor. Oysa özgürlük evrenseldir, yalnızca bir kesime hitap etmez.
Yorum Gönder