Perşembe, Haziran 07, 2007

İşbirlikçinin Ateşle Dansı!..

Çirkin ve tehlikeli oyun, genişleyerek sürüyor!..

Geçen haftaki yazımda, işbirlikçilerin var güçleriyle AKP'yi bir kez daha iktidar yapmak için çok tehlikeli, bir o kadar da ahlaktan yoksun bir oyun oynadıklarını yazmıştım. Topluma yutturmaya çalıştıkları "senaryo" nun can alıcı iki noktası şöyleydi.

- Kuzey Irak'a operasyon başlayacak ve bu nedenle erken seçim iptal edilecek...

- Darbe hazırlığı var...

İşbirlikçilerin köşelerinden, dinci basının ve TMSF medyasının manşetlerine ve dahi ekranlarına kadar taşınan bu oyuna sonunda Tayyip Bey de dahil olmuş ve halka "Sandığa sahip çıkın" çağrısında bulunmuştu...

- İşte "kumpas" buydu!..

Ancak süreç pek de istedikleri gibi gelişmedi. Öncelikle Süleymaniye'de Amerikan kılıklı peşmergelerin, anlaşmalar çerçevesinde orada bulunan askerlerimize silah çekmesi ortalığı ayağa kaldırdı. Ardından daha 24 Mayıs'ta şehit edilen sekiz askerimizin acısını yaşarken, 4 Haziran'da, Tunceli'de bir karakolu basan teröristler, bu kez yedi gencecik evladımızı daha alçakça katlettiler... Üstelik, ilk kez gün ortasında ve de Ortadoğu bataklığında sık kullanılan bir taktikle yapıldı bu baskın... Diğer bir deyişle, eşkıya, ardındaki desteğe duyduğu güvenle meydan okudu!..

Ve siyasi iktidar sustu!.. Tayyip Bey, herhalde listelere pek dalmıştı ki, bugüne dek her şehit verdiğimiz olay sonrası kullandığı "Sabrediyoruz, sabrımız taşıyor, sabrımızı test etmeyin" sakızını bile kullanmadı, kullanamadı!..

- Onun yerine işbirlikçiler konuştu!..

***

İktidara iliştirilmiş medya ve işbirlikçi kalemler, bugüne dek yürüttükleri senaryonun "topalladığını" inanılır olmaktan çıktığını görünce, ateşi iyice körüklemeye, yeni gelişen unsurları da AKP lehine kullanmanın hesaplarını yapmaya başladılar. Peki, neydi yeni konsept?..

- Ordunun aslında Kuzey Irak'a operasyon filan yapmaya niyeti yok. AKP'yi sandıkta yıpratmak için bir oyun oynanıyor!..

Bunu yazan "kafa" nın mantığına göre azan terör de, verdiğimiz şehitler de hep bu oyunun parçası!.. Bu mantığa göre 2005'in başından beri evlatlarımızın kanına giren, yalnızca bu ocak ayından bu yana 6 ay içinde 41 evladımızı şehit eden terörist, sırf AKP'nin iktidar olmasını engellemek için tetikçi rolünü üstlenmiş bulunuyor!..

- Bu kafa karşısında ancak "utanıyorum" diyebiliyorum!..

Örnek mi istiyorsunuz? O kadar çok ki!. Önceki gün Referans gazetesinde Cengiz Çandar 'ın "Süleymaniye tacizi mi, hükümete taciz mi?" başlıklı yazısından okuyacağınız şu paragraf her şeyi anlatmaya fazlasıyla yetiyor:

- Öyleyse, bu oynanmakta olan "oyun"un, Türkiye'nin "iç politika çekişmeleri" ve "iktidar mücadelesi"yle ilgisi daha ön planda olmalıdır. Zaten, asker, "Bakın, ben üzerime düşeni yapmaya hazırım ama siyasi irade yoksa ben ne yapabilirim" demek istiyor olabilir yorumları yapılıyor. "AK Parti'nin terör konusunda gerekeni yapmadığı" ve bu sayede onu sandıkta zora sokma hesapları güdüldüğü ileri sürülüyor.

Bu arkadaşlar genellikle böyle yapar; vermek istedikleri mesajları, aracısı oldukları "talimatları" hep, "yorumları yapılıyor", "ileri sürülüyor", "olabilir" gibi nereye çekersen oraya yamanabilecek "kaygan" sözcüklerle anlatırlar!.. Çandar da bu sözcüklerden bol miktarda harcadıktan sonra, asıl parlatmak istediği noktayı son cümlede vurguluyor:

- Başbakan'ın harekete geçmesi ve iç politikada seçimlerin iptalini bile beraberinde getirebilecek gelişmelerin önüne geçmesi, ön alması, "oyun bozması" da gerekiyor.

Haklı tabii, gerçekten bozulması gereken bir oyun var!.. Bu ülkenin ve bu halkın esenliği için, ABD-AB-AKP-işbirlikçi ittifakının karanlık niyetlerinin mutlaka önlenmesi gerekiyor!..

Önümüzdeki bir buçuk ay içinde midenizi fazlasıyla bulandıracak en bayağı oyunları izleyeceksiniz...Bu karanlıktan çıkmak için, bu güzelim ülkeyi çocuklarımıza bırakabilmek için, özenle korumamız gereken tek bir şey var, o zaman tümünü tarihin çöplüğüne süpürebiliriz:

- 14 Nisan ruhu!..

DÜZ ÇİZGİ

ÜMİT ZİLELİ

Cumhuriyet
07.06.07

Hiç yorum yok: