Perşembe, Temmuz 27, 2006

Atesler sacar...

Artik sagir sultan bile duydu ABDnin Boyukh Ortadogu Procesini… Pirinc Hanim gene de duymamis olanlar vardir diye gecenlerde ilan etti acik acik, korkusuzca, gozlerinden ates sacarak. Bu kadinin adini bosuna vermemisler koskoca petrol tankerine diyor insan valla, breh breh… Nereye baksa orasi bombalar, alevler icinde… Kendi basina bir zirhli savas gemisi mubarek. Pust ona sormadan tuvalete bile gitmiyor. Bizim Rose Bey’in ve akepelilerin de odu .okuna karisiyor olmali; kendisiyle o kadar sIkI fIkI, o kadar samimiler ki oyle boyle degil. Condicigim, Apocugum, cicigim, cucugum…Bi kizdirirsak bizi de yakar valla diyor olmalilar. Aslinda RTE ve Akepelilerin isi hakkaten zor. Sen git bir yanda malum teror orgutune maddi destek saglayan adama kefil ol, diger yanda da ona cephe almamaya calisarak zirhli savas gemisinin hisimindan korun. Iki ucu .oklu degnek valla. Bir cesit tatli yemenin aci o.urmalari bunlar. Ustelik simdi her zamankinden cok iktidari elden birakmama zamaniyken, tam iktidar sofrasinda yemegin ortasinda, olacak sey mi bu gaz?. RTE kendi iktidar hirsi ugruna bir tarafindan atesler sacadursun Turk halki her Allah’in gunu sehit verirken onun kuru bogurtulerinden baska bir ses duyamiyor.

Daha sakin ve seviyeli :PPP bir durum degerlendirmesi icin Umit Zileli’nin bugunku yazisina bakmanizi oneririm:

DÜZ ÇİZGİ

ÜMİT ZİLELİ

Türkiye Batağa Sürükleniyor (II)

Geçen hafta yazdığım, ''Türkiye Batağa Sürükleniyor'' başlıklı yazımın henüz mürekkebi bile kurumadı!..
Ne demiştim o yazıda.
- İlk tespitimizi yapalım: Ortadoğu'da bir daha eski günlere dönüş olmayacak!..
ABD Dışişleri Bakanı Rice, ya da Abdullah Gül 'ün ''Condi'' si, Kudüs ziyareti sırasında ne dedi?..
- Artık yeni bir Ortadoğu'nun zamanı geldi!..
Bizim yıllardır yazmaktan, anlatmaya çalışmaktan helak olduğumuz ''Amerikan rüyası'' nı Condi, beş sözcükten oluşan bir cümleyle dünyaya ilan ediverdi!.. Bu açıklamayı bir dil sürçmesi ya da itiraf olarak algılayanlara ise yalnızca acı acı gülümsüyorum; bu arkadaşlara Condi'nin ikinci cümlesini ağır ağır, düşünerek ve sindirerek okumalarını tavsiye ediyorum:
- Yeni Ortadoğu istemeyenlere, bizim galip geleceğimizi söylemenin de zamanı geldi!..
Böylece ABD, bu kısa açıklamayla Ortadoğu'da Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada neyi hedeflediğini gayet net bir şekilde ortaya koymuş oldu.
- Tüm bu coğrafya ABD'nin (ve de İsrail'in) istediği şekilde yeniden çizilecek!..
İşte bu kadar!..
***
Bu kan ve ateş planında Türkiye'nin yeri ve rolüne gelince...
Yine geçen haftaki yazıma atıfta bulunmam gerekiyor... O yazıda, İsrail'in saldırısıyla eşzamanlı olarak Türkiye'nin güneydoğusunda aniden artış gösteren terör ve şehit sayısındaki anormal yükselişten söz etmiş, perde arkasında Türkiye'yi geri dönülmez bir maceranın içine atacak gizli anlaşmalar yapılmış olabileceğini savunmuş ve aynen şöyle demiştim:
- Yakında, çok yakında ''ağzımıza çalınacak bir tutam bala'' ya da Türkiye'yi ''faktör'' haline getirmeye yönelik bir ''zorlama harekâtına'' hazırlıklı olmamız gerektiği kanısındayım!..
Ne yazık ki tam da öyle oldu!.. Önce ''bal'' meselesi halledildi; başkanımız Bush, Tayyip Bey 'i, Condi de Abdullah Gül'ü arayarak ''PKK meselesinin vahametini anladıklarını ve çözüm için düğmeye bastıklarını'' söylediler... Şu son dört sene içinde en az yirminci kez!.. Çok sevindik tabii!.. Hatta güzide medyamız, ''good morning Amerika'' gibi şaheser başlıklar bile attılar!.. Tabii Bush ve Condi'nin küçük bir ricaları da vardı; zinhar bir sınır ötesi harekâta kalkışmayacaktık, yoksa çok fena olurdu... Bizimkiler de ''yapın yoksa fena olur'' nakaratını yinelediler...
- Ne kadar hazin...
***
Ardından, Türkiye'nin ''faktör'' olarak kullanılmasına yönelik ''zorlama harekâtı'' başladı!.. ABD, sanki Ortadoğu'yu kana bulayan senaryoyu uzaylılar uygulamaya koymuş gibi, Lübnan'da barışı sağlayacak bir ''Birleşmiş Milletler Barış Gücü'' oluşturulması fikrini ortaya atıverdi!.. Ne kadar insancıl bir yaklaşım değil mi?!..
Peki, nasıl bir güç olacak bu? BM'nin bu konuda iki ayrı görev tanımı bulunuyor:
1- Peace making 2- Peace keeping
Tanımlardan da anlaşılacağı üzere iki görev arasında büyük fark var. Birinde sağlanmış olan barışı korumak (peace keeping) söz konusu... Diğerinde ise çatışmayı sona erdirmek için bizzat çatışmanın içine girmek söz konusu (peace making)... İşte ABD'nin istediği de bu!..
Peki bu ne anlama geliyor? Tabii ki, ABD ve İsrail adına Hizbullah ve diğer terör örgütleriyle çatışmak!.. Peki, bilin bakalım ABD, bu güce kimin komuta etmesini istiyor?. Pes doğrusu bildiniz, Türkiye tabii!..
Türkiye şayet bu şartlarla uluslararası güce dahil olursa, bir daha çıkamayacağı bir bataklığın içine girmiş olacak. Bugün Lübnan, yarın Suriye, öbür gün İran... İşbirlikçi kalemler şimdiden 2003 1 Mart tezkeresiyle kaybettiğimiz(!) 21. yüzyıl vizyonunu tekrar kazanabilmemiz için Lübnan'a girmemiz gerektiğini hiç sıkılmadan yazmaya başladılar bile... Türkiye'yi gözünün yaşına bakmadan parçalanmaya kadar götürecek bu kanlı senaryoya karşı çıkmak her yurtseverin görevidir...
- Yoksa ne olacağı, ABD Silahlı Kuvvetler dergisinde çizilen yeni haritada açıkça görülüyor; paramparça ve zavallı bir Türkiye!!!

5 yorum:

Oya Kayacan dedi ki...

Kilitlendik. Ben gidip yemek yapsam...

Aslı Cin dedi ki...

Hayatımda hiç korkmadığım kadar korkuyorum.

Büyüdüğüm ve artık büyüttüğüm biri olduğu için mi, yoksa bu ülkenin ve politikalarının içine daha önce bu kadar mıçılmadığı için mi?

Pareo Anne dedi ki...

aynı aslı gibiyim işte.
çocuğumu geleceğini göremiyorum. korkuyorum. nereden bakarsam bakayım, kara bir tablo çıkıyor karşıma.
çok ütopik ve çok karamsar belki ama bir gün o biz de o beyruttan kaçanların durumuna düşer miyiz diye korkuyorum. evimizi, barkımızı, yerimizi, yurdumuzu terkedip, arkamıza bakmadan, sadece kurtulmak için kaçmak zorunda kalır mıyız...bazı dengelerin pamuk ipliğine bağlı olduğu düşünülürse...o kadar kolay değil gerçi ama...
Allah korusun...
condi nedense bana hep şeytanı çağrıştırıyor. şeytani bir bakış, bir parıltı var o kadının acımasız gözlerinde.

fethiye dedi ki...

Zilelinin yazisinin sonunda bahsedilen makale: http://www.armedforcesjournal.com/2006/06/1833899

:(

ibeking dedi ki...

bende tam fethiyenin verdiği linki verecektim ki meğersem yazılmış...çoktan yapılmış planlar, çizilmiş haritalar..gözleri hiçbirşeyi görmüyo bu amaç uğruna..giden canlar, kaybolan hayatlar, elden giden memleketler....