Salı, Mayıs 23, 2006

Olaylari bir butunun parcasi olarak gormek

Memleketim kayniyor. 23 Nisan ile iyice ayyuka cikan gerilim, Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanmasi olaylari ve Danistay suikasti ile had safhaya ulasmis durumda. Hepimiz olaylari takip ediyoruz.

Turk insani onune bir parca kemik atilmis, ac ve kudurmus arsa kopekleri gibi birbirini yemekle mesgul su siralar. Evet, cok mesguluz. Tohumlari 20-25 sene oncesinden atilmis bir komplonun icersindeyiz. Hayirli olsun, simdi meyvelerini topluyoruz. Asil komplonun bu oldugunu kac kisi gorebiliyor acaba? Genc kizlarimiz turban dedikleri "uniforma" ile universite kapilarinda maymun edilip, dinci kafalar tarafindan somurulurken, Hakim Ozbilgin'in cenazesine katilan basortulu teyze benzer bagnazlikta kafalar tarafindan basini acmaya zorlaniyor. Basortusu ile uniforma turban birbirine giriyor.

Bu arada memleketimde baska neler oluyor?

Bakalim.

Daha dun, son zamanlarda cogu yayin organinda ancak yan haber niteligi tasiyan olaylardan biri daha oldu. Lice'de bir sehit verdik. Aylardir gun gecmiyor ki bir askerimiz pusuya dusurulmesin, mayina basmasin. Teror hortlamis durumda. Bu saldirilar neden birinci haber olmuyor, gecistirilmeye calisiliyor?

Daha dun, seker pancari ureticileri sokaklara dokulmusler. Hukumetin ciftcisine sahip cikmasini, yabanci sermayeye gecit vermemesini istiyorlar. Onun yerine bizim Basbakanimiz ne yapiyor? Zor durumdaki Ciftci Mehmet'i azarliyor: Anani da al git buradan!

Bu buzdaginin gorunen ucu. Erdemir gibi koklu ve bolgesine deyim yerindeyse hayat veren bir kurum ozellestirildi. Turk telekom, THY gene ozellestirme kapsaminda. Memleketin haberlesme, ulasim gibi en onemli sektorleri yabanci sermayelere peskes cekiliyor. Bankacilik sektorunun de onumuzdeki 4-5 yil icerisinde %80'inin yabanci sermaye himayesine girecegi soyleniyor. 2006 yili itibariyle % 20 civarinda bu oran.

Tarim tamamen disa bagimli durumda. O eski kendi kendine yeten dunyanin 7 ulkesinden birisiyiz soylemleri cok gerilerde kaldi artik. Kaciniz genetik olarak oynanmamis misir yedi son zamanlarda? Ben en son Turkiye'ye gittigimde yiyemedim maalesef bizim o eski, lezzetli misirlardan. Cunku yok artik onlardan.

Ermeni meselesinde ipin ucu kacmis vaziyette. AKP iktidari doneminde soykirim yasasini kabul eden ulke sayisi 3'ten 12'ye yukseldi. O yetmiyor, Fransa soykirimi inkar edene 5 yila kadar hapis cezasi ongoren yasayi meclise sunmak uzere. Bundan cesaretlenen Belcika da pesinden. Buna karsin bizim AKP'li milletvekilleri n'apiyorlar? Eh, madem oyle, biz de Istanbul'a Cezayir soykirim aniti dikeriz bi tane. Aferin. Cok guzel cozuldu boylece mesele. Sen goz boyamaya devam et saygi(!)deger milletvekili mesele icin koklu cozumler uretmek yerine. Artik Avrupa ulkeleri birer birer bu soykirim yasasini meclislerinden geciriyorlar. Amerika'da ise eyalet bazinda yavas yavas hallediliyor bu is. Yakinda Baskan Bush da 24 Nisan'da soykirim deyiverecek. Veya kendisinden sonraki ABD baskani. Her 24 Nisan'da bir oh cekiyoruz ya, ohhh, bu sene de soykirim demedi ABD Baskani bak ne iyi diye. Bir gobek atmadigi kaliyor bizim medyanin. Ondan sonra ne olacak? Hep birlikte Birlesmis Milletler'e intikal ettirilecek durum. Sonra ayikla pirincin tasini.

Patrikhane zirt pirt aciklamalarda bulunuyor, yok azinliklara din hurriyeti tam saglanmaliymis diye. Sanki saglanmiyordu Lozan'dan beri. Yaninda da Ingiltere Basbakani'nin karisi var. Birlikte medyada bir taraflarini yaya yaya boy gosteriyorlar. Daha gene gecen gun Papa Benedikt de aciklama yapti. Turkiye'de katolik hiristiyan azinlik hor goruluyormus diye. Meydani bos buldugu belli olan Papa kustahliktan cekinmiyor. Kopeksiz koy buldu, degneksiz dolasacak elbet.

Ekonomimiz diye bir sey yok. Zaten yillardir boyle suregelen durum artik tamamen kontrolden cikmis durumda. Iceride, disarida boyuna borclaniyoruz. IMF'nin ve onun arkasindaki guclerin eline bakar durumdayiz.

AB'ye girme adi altinda taviz ustune taviz veriliyor AB ulkelerine. Basta Kibris elden cikariliyor. Gorunuse bakilirsa Denktas Annan Plani'ni gorusmek uzere New York'a dogru yola koyulmadan Davos'ta bizim AKPliler he demisler bile plana. Hem de Denktas'a haber bile vermeden. Butun milli dis politikalar hice sayiliyor. Buyurun bunun en son ornegi Hamas heyetinin gene Disisleri devre disi birakilarak Turkiye'ye gelmesidir elini kolunu sallaya sallaya.

Sagolsun Ciller Bacimiz da 95'te Gumruk Birligi rezaleti ile Turkiye'yi yagmalanacak acik bolge haline getirdi bile. Gene rakamlara donersek, imalat sanayinde 100 liralik yerli uretim yaptigimizda 70 liralik ithal girdi kullaniyormusuz. Bu oran 1991'de yuzde otuzmus. Ben soylemiyorum bunu, rakamlar soyluyor, okuyup anlamasini bilene tabii(Kaynak: Erol Manisali, Turkiye Avrupa Kiskacinda)

Simdi bu tabloda kalkip da hangi huzurdan bahsediyor bazi cevreler sorarim. Eger bu siraladiklarim sizi huzursuz etmiyorsa o ayri tabii, diyecek hicbir seyim yok. Ama kalkip da AKP iktidari soyle istikrar getirdi, AKP iktidari ekonomiyi boyle duzeltti, hersey tikirinda gidiyordu, huzuru bozuyorlar, komplo yapiyorlar filan gibi laflar edilince adama sorarlar: Bu mudur senin huzur anlayisin?

Yukarida anlattiklarima bir butun olarak bakildiginda tablo bence cok net: Cumhuriyet rejimini degistirmek isteyen, Lozan'i, memleketin butunlugunu dis guclere sorgulatan ve bu ugurda AB ve ABD cikarlari ile isbirligi yapmis bir iktidar var basimizda. Bu durumda Turk insani sokaklara dokulmesin de n'apsin? Gec bile kaldik.

12 yorum:

ibeking dedi ki...

işte yeşil erik farkı derim ben...gene süpper özetlemişsin...bu aralar gümrük birliği ile boyumuzu aşan ithalat ürünlerine veya yabancı sermaye ile burada üretilen lokal ürünlere kafayı takmış durumdayım..giydiğimiz dondan, yediğimiz yoğurda kadar herşey made in somewhere...

fethiye dedi ki...

Ne yazik ki ne kadar dogru yazmissin. Cok Cok iyi ozetlemissin, eklenecek bir sey bulamiyorum.

tavsan dedi ki...

Yesilerikcim, bu aslinda sadece bu yaziya degil Koray'in yazisina yazdigin yoruma da bir yorum. Bir yandan hak vererek okuyorum yazdiklarini, ama bir yandan da herkes senin gibi degil iste. Kalabaliklastikca kitleye donusebiliyor topluluklar ve kitle yonlendirme, gaza getirme konularinda hassas bir uygulama alani. Yonlendirenler akli basindaysa bir sans olabiliyor, ama kararli bir yapi degil - duygusal temelli siddetli gaza gelislere acik. Ve maalesef bu kitlesellesen topluluktaki herkes de senin gibi bilincli degil. Yani demokrasi yok aslinda kitlesellesen toplulukta. Bu yuzden bir araya gelis amacini mumkun oldugunca sinirli tutmak gerekiyor belki de - ki bozulmalar, istemdisi sapmalar engellenebilsin. O zaman soru su, ne istedigini biliyor mu bu topluluk (birseye karsi cikmak da o seyin olmamasini istemek sonucta).

canalem dedi ki...

Söylediklerine sonuna kadar katılıyor ve destekliyorum ki bu ülkenin gerçeklerini birebir yaşayan bir vatandaşı olmam bunun en büyük sebebidir. Yaşadığım ortam gereği bazı olayları daha yakından görme ve önceden kestirebilme şansına sahibim. Ben bir oto yedek parçacısıyım. Gün boyu onlarca insanla muhatap oluyorum ki bu insanlar ülkenin geleceğini veya yönetimini direkt etkileyebilecek çoğunluğa sahipler. Ancak ne yazıkki tavşanın ve senin nitelediğin bilinçli sınıftan diil bu insanlar, daha çok saf veya çok saf diyebileceğimiz insanlar. Seçimlerden önce gelen müşterilerimle sohbet ederim fırsat buldukça ve o sohbetler sonucunda şu ana kadar tahminlerim hiç ama hiç yanılmadı. Buralarda yazarak bir çoğunluk zannettiğimiz bilinçli insan topluluğu inanınki hiç de çoğunluk diiller, hatta gaz versen 1 mt bile gidemicek zayıf bir topluluk olduğuna kalıbımı basarım. Adamlar o kadar iyi bir saftan saldırıyorlarki bu saf insanlara insanın ağzı açık kalıyor. Siz isterseniz bi tarafınızı yırtın, mantık çerçevesinde gerçekleri tüm çıplaklığı ile anlatın adam inanmıyor size. Onun gözünde merve kavakçının başına taktığı türbanla, annesinin, bacısının veya eşinin taktığı-inancı gereği-türban aynı. Evet bir bez parçası olarak aynı ama kafalar aynı diil. Ama olsun el uzatılan bez parçası kutsal o adamın gözünde. Neyse sonuç olarak Türkiye her yönden kötüye gidiyor ve sokağa dökülsek bile bir faydası yok bence . Çok karamsar oldu ama ne yazıkki bu böyle. Cem yılmaz ne demiş "Eğitim şart kardeşim"

ycurl dedi ki...

Yazdiklarinin hepsine katiliyorum ama canalem'in yorumunu okuyunca bu beni epey bir dusundurdu.
AKP secildigi zaman halk digerlerinden bikti bir de bunlari denemek istiyor seklinde yorumlar yapildi. Buyuk medyanin koseleri tutan yazarlari AKP'nin yaptigi liberal atilimlara alkis tuttu. Ama balik hafizali bir toplum oldugumuz yine ortaya cikti. Politikanin artik elle tutulur kalir yani kalmadi Turkiye'de. Hangi ulkede siyaset adami hapise atilir ve sonra cumhurbaskanligi koltuna oturtulur ki? Sunu kabul edelim ki AKP, bugune kadar en iyi teskilatlanmis ve organize olmus bir parti. Halkin en yumusak organi olan dini cok rahat kullanip manipule edebiliyorlar. Hem liberal muhafazakarlarin hem muhafazakarlarin hatta islam-milliyetci sentezinde dusunen herkesin nabzini tutabildigi icin o kadar oy topladi. Simdi saldiri hukumete karsi yapilmistir ve AKP mazlumdur seklinde aciklamalar yapiliyor. Ama herkes bizim gibi bu aciklamalari saskinlikla karsilamiyor ve buyuk olasilikla halkin cogunlugu da bunu boyle gorecek.

crystalsdreams dedi ki...

yeşil erik,bu yazdıkların içinde olduğumuz gerçeğin ta kendisi evet, ama ben de canalem gibi ümitsizim..keşke çoğunluk olsak..keşke bilinçli çoğunluk olsak:(

YesilErik dedi ki...

Arkadaslar, tesekkur ediyorum yorumlariniza ve katkilariniza. Hepsi cok cok degerli.

Ibekingcim, ben gurbette oldugum icin gundelik hayati yasayamiyorum tabii sizler gibi. Herseyin made in somewhere oldugunu buradan goremiyorum. Gorduklerim Turkiye’de bulundugum kisitli zaman icerisinde olanlar. Ama bu anlattiklarin okuduklarimin, bazi tespitlerin, dolayisiyle yazip cizdiklerimin ve rakamlarin dogrulugunu gosteriyor bana. Tesekkurler.

Fethiyecim, yazima link vermissin, tesekkurler.

Tavsancim, dun Koray’la da uzun uzun yazistik. Orada da anlatmaya calistim. Bence taraf tutmamak veya bu tur olusumlari sadece duygusal ve yonlendirilmeye acik bir kalabalik olarak gormek bizi bir yere goturmez. Olusan her kalabalik topluma bir mesaj veriyor. Verilen mesaja katilsak da katilmasak da. Dedigin gibi bilincli kalabaliklar uretebilsek keske. Ama bugunun Turkiye’sinde bu bilinci ve egitimli toplum katmanlarini yaratacak zaman yok artik. Bir gecede Fransa olamayiz, bunu kabul edelim. Elimizdeki ne ise onunla idare etmek, onu gelistirmek zorundayiz. Ve bu da senin veya benim evde oturmamizla gerceklesecek bir sey degil bence. Ha varsa baska bir cozum, bir oneri dinlerim ben. Ama ben o gun Ankara’da olsaydim, o gun o cenazede o kalabaligin icinde olurdum. Bana bilincli dedigin icin cok tesekkur ederim. O kalabalik daha bilinclenmez miydi peki benim de katilimimla? Bazi yanlis yonlendirilmelere alet olabilir kalabaliklar. Ama her zaman mi gecerli bu? O zaman Bergamali koylulerimiz evlerinde otursunlar (hos oturmadilar da ne oldu, mahkeme karari bile hice sayiliyor hala), misal olarak doktorumuz, ciftcimiz, ogretim uyemiz kendilerini rahatsiz eden herhangi bir seyi beraber protesto edemesin kalabalik olacagiz, kalabaliklasinca aklimizi kaybediyoruz diye; ne kural koyulursa, ne duzen gelirse hap gibi yutup uykuya dalalim, bir sonraki secimi bekleyelim. Yalniz isin ucunda hic uyanmamak da olabilir. Bir de o kurallari getirenlerin kimler oldugunu tekrar hatirlamakta fayda var. Bizzat secim gunu evinden kalkip secim sandigina gidip oy veren vatandasin basa getirdigi kisiler koyuyorlar o kurallari. Secim gunu evden cikmakla begenmedigi yonetimi protesto icin evden cikmak arasinda aslinda pek de fark yok. Hepsi idareye birer mesajdir bunlarin. Bir butun olarak goruyorum ben.

Canalem, senin yasadiklarina benzer ufak da olsa benim de boyle bir tecrubem var. Kisa bir zaman dilimi icerisinde pek cok musteri ile karsilastim rahmetli babamin isi dolayisiyle. Secim zamani olmamasina ragmen bu bile bir fikir verdi. Senin gozlemlerinin bu yonde oldugunu cok iyi anlayabiliyorum ve uzuluyorum elbet. Ama en azindan biz susmamaliyiz, bir seyler yapmaliyiz. Cem Yilmaz’un su Egitim sart’ini gormedim ben daha bu arada :)

Ycurlcum, senin gozlemlerine katiliyorum. Ama bu saldiriyi dedigin bicimde yorumlayacak olanlar gene bu hukumet yanlilari olacak kanimca.

Crystalcim, keske evet.

tavsan dedi ki...

Yesilcimerikcim, amacim soylediklerinin tumune karsi cikmak degildi, ki boyle de dusunmuyorum zaten. Hatta dedigim gibi yazdiklarinin coguna katiliyorum. Butun kalabaliklarin kotu oldugunu da dusunmuyorum. Ama soylemeye calistigim, kalabaliklarin iyi tanimlanmis amaclari olmasinin cok daha ise yarar ve sonuca goturur olacagiydi. Yani ornegin senin bu yazinda oldugu gibi memleketin basindaki turlu konunun tumunu ele alan bir kalabalik olabilecegini dusunemiyorum ben. Ozellikle de kavramlar etrafinda toplanmis kalabaliklar korkutucu gelebiliyor bana, cunku herkes farkli anlamlar yukleyebiliyor kavramlara. Cenaze yuruyusundekilere sorulsaydi laiklik nedir diye, ne yanit vereceklerdi, o basortulu kadinin basini actirmaya calisanlarla digerleri ayni yanitlari mi verecekti ornegin? Bu yuzden mumkun oldugunca net paydalarda birlestiginde anlamli kalabaliklar olabilecegini dusunmustum ben. Ornegin, senin katildigin yemekhane eylemi gibi - ne tesaduftur ki benim de tek katildigim universite eylemi budur, biz de zamlari protesto icin gitmemistik bir donem yemekhaneye..Keza Fransa'daki herkesin de bilincli oldugunu dusunmuyorum, ama amacin sinirlari iyi cizilmis oldugunda eylem de hedefine ulasiyor gibi gorunuyor.
Benim icin buradan cikan guzellik Koray'in da dedigi gibi guzelce tartisabiliyor olmamiz ve bir konuyu belli acilara takilip kalmadan gormeye calisan insanlar olabilmemiz. Cok tesekkur ederim ben de sana:)

huysuz dedi ki...

Yeşileriğim, gerçekten de mükemmel özetlemişsin. Konuları bu kadar iyi dile getirebilmek herkesin harcı değil, tebrikler...
Yazdıklarının üstüne söylenecek söz yok. Her zaman olduğu gibi polemik yapanlar, detaylara takılıp bütünü göremeyenler ya da görmemeyi yeğleyenler olacaktır. Demokrasinin gereği bunlar tabi ama benim açıkça itirazım sistemin içinde varolup sistemi yıkmaya çalışanlara. Ayrıca taraf tutmayarak ve susarak bugünlere gelindiğini de söylememe gerek yok sanırım...

canalem dedi ki...

http://www.koskomik.com/?page=dosya&ext=wmv&bid=209 ahanda bu adrestedir cem yılmazın eğitim şartı:)

YesilErik dedi ki...

Huysuz ve Tatlicim, sagol yorumun icin. Tepki vermek icin olayi bir butun olarak gormek gerektigini dusundugum icin bu yaziyi yazdim ben. Tek acidan bakinca onemli gibi durmayan seyler bir butun olarak bakildiginda daha anlamli oldugu icin. Bir konuda tepki vermeyen, olayi bir butun olarak gordugunde bicagin kemige dayandigini daha iyi anlar belki diye.

Canalem, izlemisim ben bunu tabii ki, gene de sagol :)) Ama arada egitim sart dedigini farketmemisim ve bunun bir slogana donustugunu bilememisim.

Barış dedi ki...

İkili iç savaş ve İran macerasıyla bölünmedir plan. Ben de zaman zaman bu konularda yazıyorum.