Salı, Mayıs 30, 2006

Bu da boyle bir yazi

Bir s1k1nt1 hali hasil oldu, atamiyorum uzerimden. Yaklasik dort gundur 30 C’yi vuran sicaklar miii, bir turlu istedigim gibi davranmayan o nazli enzimlerimin sabrimin sinirlarini zorlamasi mi (ki is konusunda pek sabirliyimdir aslinda), ay sonunda yeni bir hocayla calisacak olmamin getirdigi bir gerginlik midir sebebi bilmem. Yok yok, olsa olsa memleketin gidisati ile ilgili s1k1ntilar, bu yaz degil Turkiye belki de hicbir yere kipirdayamayacak olmanin getirdigi ic bayikligi veya memleket ozlemi birinci sira icin yarisiyor olabilirler.

Ya da bu gariplikler ulkesinin bana bir gun bile olmasi fazla gelen Sehitleri Anma Gunu tatili, dolayisiyle yapilacak seylerin azligini hatirlatmasi ve muz kabugu. Ne kadar daha yemek pisir, kitap oku, film izle ucgeninde takilabilir insan? Allah burada yapacak isi gucu olmayana sabir versin diyorum. Git git ayni sokaklar, gez gez ayni lokantalar ve dukkanlar, ayni mallar, o da sacacak paran bolsa. Iki saat otede baska bir sehre git, ayni anlamsiz sokaklar, ayni anlamsiz dukkanlarin o sehirdeki subeleri ici bos gulucukler sacarlar, yanyana dizilmis disler gibi bir agizdan. Bir tekduzelik, bir monotonluk hakim ki oyle boyle degil. Bunlarin da hicbiri onemli degil aslinda, monotonlugu paylasacakk arkadaslari olursa insanin monotonluk bile basli basina bir eglence halini alabilir. Daha once aldi da. Ama bugunlerde degil.

Gundelik sacmaliklarin genel mutlulugumu golgelediginin farkindayim. Halime sukretmem lazim aslinda. En iyisi daha cok calismak, calismak iyi geliyor. Iyi geliyor da, biraz ara vermeden ayni verimi alamiyor insan. Sevk sifirin altina duserken, motivasyon yerlerde geziyor. Ucundan kiyisindan tutmali. Gene nehrin kiyisindaki seyirci moduna gectim; bir an once suya atlamali…

7 yorum:

Donna Quijote dedi ki...

bu yaziyi ikinci paragrafindan itibaren ben yazmis olabilirdim yesilerik. hah, iste aynen böyle, dedim, kaldim.

huysuz dedi ki...

mecazi anlamının yanı sıra, gerçek anlamda da 'suya atlamak' iyi gelebilir insana...

tavsan dedi ki...

hani en azindan cozumu biliyoruz bir miktar, kendimizi motive etmeye calisiyoz. bu da birsey, hem de iyi birsey. goruldugu gibi benzer bir durumdayz gene:) hem sicak soguktan iyidir, bugunlerde buralar en yuksek 9 derece, evet dokuz! opuyom ben seni, bir demet gulumseme gonderiyom:)

Nes london-ist dedi ki...

huysuzun dediği gibi suya cidden atla,daha önce denemişsindir bilirsin,elektrik gidiyo,bir huzur geliyor bünyeye,hadi bi havuza nehire biyere cupla..

fethiye dedi ki...

ayni hislerdeyiz. cok iyi ifade etmissin yine. gercekten isin yoksa kafayi yememek icten degil burada. kitap oku oku alim de olunmuyor sonunda :)

uzaktan dedi ki...

burda da her sey ayni ve sIkIci malesef.hic bir sey degismiyor,senelerce uzak kalsan bile ayni kalir.

YesilErik dedi ki...

Donnacim, paylastikca hafifler ya insan. Iyi ki paylastin sen de. Ben de hafifledim.

Huysuzcum ve Nescim, suyun rahatlatici etkisini hissetmeyeli epey oldu. Ama havuza girmeyi pek sevmiyorum maalesef; deniz deseeeeen, buranin corba denizi de hic mi hic cekmiyor. Bunlari dusundukce gene basa donuyorum, bi Turkiye’ye gidemiyorum diye. Bakalim, belki yazin kisa bir kacamak yapip denizi corba olmayan bir yerlere gitme ihtimalim olabilir. Onu dusuneyim ben en iyisi.

Tavsancim, sogukmus hakkaten sizin oralar, ben de oyle duyum aldim kuslarimdan. Ben de cok optum seni!!!

Fetcim, dogru soyluyorsun, iyi guldurdun beni valla

Uzaktancim, ayni kalir evet. Keske daha baska, asil guzellikler de oyle daimi olsa.