Pazartesi, Ekim 03, 2005

The american way

Dunku Turk Derneginin piknigi icin ispanakli-peynirli borek yaptim. Giderken elimiz bos gitmeyelim diye. Bi gittik, kimsecikler yok. Kaldi mi butun borekler bize. Lup lup goturuyorum dunden beri, cok lazim ya bana… Fena da olmamis hani.

Bu arada, benim soru makinasi Hintli kiz burda yemek yiyebilir miyiz diye de sormustu bana. Ben de teknik olarak burada yiyecek ve bilumum mesrubatlar yasak aslinda ama ben kahve iciyorum demistim. Simdi de borekleri cekmeceme koydum, her seferinde cekmecemi aciyorum, bir isirik alip kapatiyorum. Cok sozumun eriyimdir, oyle boyle degil.

Saka maka, klasik bir geyik olacak ama bu kilolari nereme sokacagim artik, hic bilememekteyimdir. Aslinda pek cok insana gore ben Ameriganya’da cok kilo almayanlardanim. Erigin durumunu anlatmiycam, onun bunyesi bi tuhaf, zavallim su icse yariyor.

Dun Cumhuriyet’te bi yazi okudum. Indianapolis’te yasayan bir Turk tarafindan yazilmis. Amerikan yasam standartlarindan biraz bahsediyordu. Pek cok paralellik kurdum soyledikleriyle. Burada her seyin dev boyutlarda oldugu hep soylenir zaten ama gercekten gunluk yasamin icine girince biraz problem olabiliyor bu. Ozellikle de tabagina koyulan yemegin bitirilmesi prensibiyle yetismis biz Turkler icin yemek yeme durumu vahim bir halde. Porsiyonlar asiri buyuk. Cogu zaman Erikle iki kisi bir porsiyon ismarliyoruz ama bazen de, ozellikle cok acsak eger, olmuyor bu. Bir de yenilen yemeklerin niteligine bakmak lazim. Genelde daha lezzetli olsun diye daha yagli ve daha sekerli her sey. Evde yemek yiyerek daha dengeli beslenmeye calisiyoruz kendimizce. Hadi bunu da gectik. Amerikanin genelinde toplu tasima diye bir kavram pek gelismedigi icin herkes araba kullanmakta. Bunun nedeni pek cok sosyal ve ekonomik boyutta irdelenebilir, simdi onlara pek girmek istemiyorum. Neticede, insanlar yurumemekteler. Saglikli bir insanin gunde on bin adim atmasi gerekiyormus. Valla ben sahsen kac adim atiyorum bilmiyorum ama on bin olmadigi kesin. Her yere arabayla gidiyoruz. Ise, alisverise, piknige. Sinemaya, bi arkadasin evine, tuvalete, her yere. Ben Istanbul’da o kadar cok yururdum ki. Yakin mesafeyse otobuse hic binmezdim. Meger formumu oyle koruyormusum. Velhasil, konu sosyal ve ekonomik boyutta mercek altina yatirilip, bu tekerlekli yasam tarzi degistirilmedigi surece kilolar da artar kolestrol de, seker de. Iki kere iki dort. Malesef bu da cok yakin bir gelecekte olacak gibi gozukmuyor.

22 yorum:

uykusuzadam dedi ki...

Ve ben bütün Amerika menşeli diyet programlarının ve çoğunlukla onları birebir kopyalamaktan ibaret Türk doktorların diyetlerinin şu tür yiyeceği bugün yiyin, şunu bugün yiyin derken, arabanızı 5 sokak geriye parkedin demediklerini de buna yoruyordum.. Otomotiv sektörü ve petrol ve demirçelik sektörünün komplosu :pPp

YesilErik dedi ki...

Artik komplo mu komposto mu bilemem :) Sagliksiz sekilde kemiklesmis bir duzen soz konusu.

Gün dedi ki...

Bu aralar hepimiz kilolara taktık di mi, ben senin blogu olurken naptım peki? Sıcak kek üzerine nutella sürüp afiyetle yedim :)

ycurl dedi ki...

Ben de seni gibi Amerika'ya gelip kilo almayanlardanim ve burada porsiyonlarin buyuklugune de alistigimi soyleyemem. Gecen mayis ayinda Istanbulda o kadar cok yurudum ki yoruldugumu bile hissetmedim. Sonra oh be ne guzelmis kalabaliga karisip yurumek oldum :)

YesilErik dedi ki...

Afiyet olsun Guncum, gotur, benim icin ye :)

Seyy, Ycurlcum, kilo almadim dediysem hatiri sayilir miktarda almadim demek istemistim aslinda. Bi 5-6 kilo fazlam var yoksa. Evet, kalabalikla yurume hissi cok iyi geliyor hakkaten.

fethiye dedi ki...

bu isin sonu spor yapmaya bakiyor herhalde. 10 sene oldu bu ulkedeyim, 2kg belki aldim belki almadim. 30'undan sonra metabolizma yavasliyor derler, bunu hissediyorum ;(

mono dedi ki...

adamların bardak ölçüsü bile büyük dimi cup-bardak kıyaslaması

ZeYNeP dedi ki...

ben bu ulkeye geldigimden beri 30 kg aldim, evet tam 30 kg...
hareketsizlik bunun sebebi biliyorum, simdide yas ilerledi veremiyorum :((
gencler sizler koruyun kendinizi..

sevgilerimle,
zeynep

YesilErik dedi ki...

Evet, spor yapmak sart. Metabolizma kesinlikle sacmaliyor :( Ben son bir senede 4 kilo aldim malesef, folkloru, pardon, halkoyunlarini birakinca oldu, bunu yeni anliyorum. Simdi verecegim insallah. Zeynepcim, sanirim dogum yaptiktan sonra alinan kilolari vermek iyice zor oluyor.

Pinar, 1 cup'a 1 bardak kiyaslamasini bilemiyorum ama bir cup sanirim 450 ml filan ediyor. Burada satilan iceceklerin boyutlari hakkinda biraz konusabilirim belki. Aslinda kisaca hayvani diyebiliriz :) Insan buyuk boy bir sey alinca icmesi mi yoksa icinde yuzmesi mi gerektigini pek anlayamiyor.

Selen dedi ki...

Ben de okuldan mezun olup senin gibi her yere arabayla gitmeye ve de masabasinda çalismaya basladiktan sonra tam 13 kilo aldim. Sonra ugrasip didinip bir miktar kilo verdim ama hepsini veremeden üzerine bi tane çocuk dogurdum, o 18 aylik olunca hadi bi tane daha dogurdum. Simdi toplamda tam 16 kilo fazlam var. 3 yasindaki oglum ise 15 kilo. Sanki sürekli büyük oglumu sirtima almisim gezdiriyormusum gibi fazladan yük tasiyorum diye düsününce insan delirecek gbi oluyor. Ama sonuçta Amerika'yla falan ilgili degil iste, hersey yemekle ilgili. Zayiflamak istiyorsak az yiyecegiz cok hareket edecegiz baska çaresi yok bu illetin maalesef. Ama ben simdi bilgisayarimi kapatip gidip çayimin yaninda koca bi dilim pasta yiyecegim. Sonra da yine pisman olacagim. Bu döngü de hep böyle devam edecek sanirim.

fethiye dedi ki...

Yesilerik & Pinar; kap olcusu bizim bardaga cok yakin, 2 kap = 450 filan yapiyor. Aman deyim! :) O kadar da degil yani. E, porsiyonlari biraz buyuk, o dogru.

Aslinda "esas" sebep bence hem hareketsizlik hem de "processed food" denen, marketten alinan yiyecekler. Onlarin raf omru artsin diye icine kimbilir neler giriyor. Tijen Inaltong'un bir yazisinda cok guzel anlattigi gibi misir surubu isi de var. Ictiginiz her icecekte o zikkim var, metabolizma da anlamiyormus onun "seker" oldugunu. Harika yani.

Hadi ben bu oglen kosmaya gidiyorum, gelen var mi?

YesilErik dedi ki...

Pardon ya, haklisin Fethiye, olcuyu kacirmayalim :PPP

Processed food denince benim ilk olarak aklima 2 ay bayatlamayan ekmekler geliyor. Kimbilir baska ne zikkimlar tuketiyoruz, farkinda degiliz. Hatirliyorum o misir surubu muhabbetini, gidip Tijen'in arsivinden bulup tekrar bi okuyayim diyorum. Hangi aydaydi acaba?..

Selen hosgeldin. Haklisin soylediklerinde. Sen de kosmaya gel istersen bizimle pastani yedikten sonra, biz Fethiye'yle bulusacagiz birazdan :)

fethiye dedi ki...

Yahu, oyle bir zIkkIm ki bu, heryerde karsina cikiyor. Gecende elma ezmesi alacaktim (apple sauce yani, turkce yazacaz ya! :) ) seytan durtukledi icine bi bakim dedim. Aman yarabbim. Bir tek "Tree Top" markaninkinde yoktu misir surubu! Bundan sonra evde daha cok yapacagim zaten, gelecek kisa kadar dayansinlar.

Sevgili Tijen'in yazisi; http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=cts&haberno=4558&ek_tarihi=30/04/2005&tarih=09/08/2005

1 saat sonra cikiyoruz kosuya. 5km demez benim pil biter ama olsun.

Adsız dedi ki...

simdi ben amerikanyanin buyuk tabaklarindan muzdarip degilim (ama kardesim oyle bu arada ve ikinci 6 ayda kilo aldi), ama genelde cok yiyen biri olarak yaziyorum. olay sudur ki ben son birkac aydir gayet guzel kilo vermekteyim. hem de maalesef enstituye gidip gelmek gunde yaklasik 2 saatimi aldigindan arabam olmasa da yurumeye ya da duzenli spora vaktim ve taakatim olmuyor. ama issin sirrinin (en azindan benim icin) aksamlari hafif yemek oldugunu kesfettim. gun icerisinde ne istersem yiyiyorum; miktari azalttim ama pasta borek (nerdeee) de dahil kisitlama yapmamaktayim. ancak aksam onume ne gelirse yemek yerine yagsiz ama baklagilli, marullu, balikli/peynirli/tavuklu salata yemekteyim. her aksamki tatli krizimi de meyva veya meyveli yogurt yiyerek cozmekteyim. gerci her zaman ise yaramiyo ama cogunlukla yariyo. bi de benim gibi her aldigi gidayi ayni gun (hatta genelde gece) tuketmek zorunda hisseden biri icin soyle diyorum "yarin da yiyebilirsin bundan bir dilim daha". iste booole. ve hayatinda hep kilolu olmus ve sadece iki kez yaptigi rejimler fayda etmis biri olarak bu konuda son sozum sudur kiiii, recim mecim yapmiyom; ben artik yeme duzenimi degistirdim, daha kucuk miktarlar, meyveler ve hafif aksam yemekleri. budur.
oper kacarim.

Adsız dedi ki...

haa bi de yesilerikcim, kardesim de porsiyonlari bi arkadasiyla paylasmaya calistigini soylemisti. ama paket de yaptirabiliyormussun kalani. ben de ona gozune az da gorunse doyduktan sonra kalani paket yaptirmasini ve ertesi gun oglen okulda mikrodalgada felan isitip yemesini ogutledim. nacizane. yani aklinizda bulunsun diye seediyorum.

YesilErik dedi ki...

Link icin tesekurler Fethiye. Okudum hemen yaziyi, cok guzel derlemis Sevgili Tijen, kulaklari cinlasin. Bu misir surubunun uzun vadede cok zarari var gorunuyor, dikkat etmek lazim. Acaba fruktozun yuzdesi dusurulse zarari biraz daha azalmaz mi. Yuzde 55 yerine 35 filan olsa mesela, ne bileyim. Ama lezzet farki oluyordur herhalde. Bu arada, 5 km mi? Saka yapiyorsun herhalde :))) Ben 1 km kosabilirsem mutlu olurum.

Simdi Tavsancim, cok guzel bir noktaya degindin, aksamlari hafif yemek cok iyi hissettiriyor insana kendini. Buna Erik'i de ikna edebilirsem super olur.
Bi de evet, "to go" alabiliyorsun yemegin kalanini, ne de olsa paranin karsiligini tam alman lazim zihniyetiyle. Ama sevmiyom ben oyle beklemis yemek pek. To go alip, dolapta bekletip sonra cope attigim cok oldu. Sagol gene de :)

Adsız dedi ki...

simdi benim taktigim sudur; bicik kocacigimin salatasina yag koyuyorum ve de yaninda ekmekle yiyiyor. bi de haftasonlari genelde gec kahvalti ettigimiz icin iki ana ogun yiyiyoruz; o zaman da makarna, pizza, pilav turu seyler pisiriyor ve yiyorum aksam.
ben de pek bi ciddiye aldim olayi haa, tv'de saglikli yemek programi yapiyo gibing tek tek anlatiyom kaptirmisim:)

fethiye dedi ki...

kosmadik, pilates'e gittik. :) Disarisi esintili diye boyle bir karar verildi yuce konsey tarafindan.

ama ben de gecen seneye kadar 1km kosamazdim. bak simdi 5km ancak diyorum. bu da benim limitim ama! ona karar verdim.

ay cok konusuyorum, isime donim. :*

YesilErik dedi ki...

Tavsancim, niye oyle diyorsun, ciddi bir olay bu. Hem pek faideli soylediklerin, ben yararlanmayi dusunuyorum sahsen :)

Fethiye arkandayim guzelim, sen kos :) arkandayim ama dilim disarida olarak. Neyse, ben de halkoyunlariyla biraz kondusyon yapayim bari.

asil ben super gevezelendim bugun, cenem dustu. Aaa, saat de gec olmus, eh eve gidiyim bari..

Adsız dedi ki...

smart growth jokes..

Is urban sprawl an accident? No, we did it on purpose. Why is smart growth a great marketing gimmick? Who wants to support stupid growth. Can you imagine trying to embrace sprawl? No. What is the best way to support stupid growth? Continue paying for it. Why is building a new freeway like putting sugar near an anthill? Guess. Is transit a waste of money? Yes, we could have much more traffic congestion without it. Do Americans hate density? They hate density in their neighborhoods as much as they do congestion on the freeway at rush hour. Why don't we get rid of housing subsidies? Good idea, let's start with the federal single family home income tax deduction. But I meant apartments for poor people. Oh. Can our children and their children look forward to using cars as their basic means of transportation? Yes, until the last drop of oil is gone. Who is in charge of metropolitan urban form? In most areas of the USA, no one. How many states are prepared for Smart Growth? Seven !
according to a national report. What is your favorite game? "Smart Growth or Stupid Growth, You Decide". So what's the problem? "We have met the enemy and he is us". (Pogo) Have you heard about the "tragedy of the commons"? Yes, I think that it is playing somewhere in my area. Does anyone like to walk anymore? Yes, Americans love to drive to places to walk. Who is TOD? I'm not sure but a lot of people are talking about him/her/it.
Felix..

YesilErik dedi ki...

Galiba sitesine gidince daha genis bir fikir edinilebiliyor, tesekkurler Felix (http://www.todadvocate.com/smartgrowthjokes.htm).

Bunlari okuyunca aklima "Singles" filmi geldi. Oradaki genc cocuk belediye baskaniyla bulusup toplu tasima sistemi icin iknaya cabaliyordu adami, baskan hayir diyordu tabii ki. Sonra sevgilisine anlatiyordu projesini (Kyra Sedwick oynuyordu o rolde de) evet, guzel tabii ama "I still love my car though" deyip olaya noktayi koyuyordu hatun :)

Adsız dedi ki...

Yasa! bende nerden bulmus ki bunu fwd eden demistim..
Felix