Perşembe, Eylül 28, 2006

Muazzez Hanım Kimdir?

'Ulusal onur'umuz ve evrensel 'Sümerolog'umuz, türbanın tarihi yüzünden yargılanacak!

Muazzez İlmiye Çığ'ımıza saygı

Kitabında 'türban' ın ilk kez Sümerler'de 'genel kadınlar' ca kullanıldığını yazan Muazzez İlmiye Çığ ile yayıncı İsmet Öğütücü hakkında, 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme ve aşağılama ile hakaret' iddialarıyla dava açıldı.

Yaklaşık 3 bin Sümer tabletinin anlamını tarih ve arkeoloji dünyasına kazandıran 92 yaşındaki Çığ ise diyor ki: ''Bilimsel yazıyorum, yorum yapmıyorum. Bilgiler Prof. Schmöckle 'nin kitabında da yer alıyor...''

Buna rağmen ceza yasasının 216. ve 125. maddeleri uyarınca 'hapsi' istenebilen Çığ kimdir? 'Yeterince tanımayan' lar için özetleyelim:

KURTULUŞ SAVAŞI'NDAKİ KIZ ÖĞRENCİ

1914'te Bursa'da doğmuş. İlkokulu, Kurtuluş Savaşı yıllarında ve kız çocuğu olmasına rağmen Çorum'da okumuş. 1926'da Bursa Kız Muallim Mektebi'ni kazanmış. 1940'ta Ankara'da Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde Hititoloji, Sümeroloji, arkeoloji eğitimini tamamladıktan sonra da İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde 33 yıl çalışmış.

Müzenin depolarındaki çiviyazısı tabletler üzerinde yoğunlaşan Çığ diyor ki: ''Örneğin biz, Cumhuriyete kadar evlenmeyi bilmezken binlerce yıl öncenin Sümer mahkemelerine ait evlenme ilanları bile vardı...''

Bugün dünyada 'bir tarih abidesi' denilen '74 bin tabletlik çiviyazılı belgeler arşivi' işte böylesine bir emektarlığın ürünü... Türkçenin yanı sıra diğer dillerde de insanlığa sunulması, erişilmez evrensel düzeyini de gösteriyor.

''Sümer şiirini, efsanelerini, törenlerini, dinlerini, günlük yaşamlarını, hukuklarını, hatta mizahlarını yayımladıktan sonra yabancı araştırmacılar da Sümer dininden Tevrat'a giren birçok konuyu ortaya koyabildiler'' diyen Çığ, şimdi 'sanık' sayılmasına neden olan, türbanın 5 bin yıllık geçmişini belgelediği 'Kuran, İncil ve Tevrat'ın Sümerdeki Kökeni' kitabıyla da uluslararası ününe ün kattı.

1972'de emekli olduktan sonra da 8 kitabına 5 kitap daha ekleyerek, yaşamını araştırma ve 'aydınlatma' yla bütünleştirdiği için, İstanbul Üniversitesi 2000 yılındaki 'fahri doktor' unvanıyla böylesi bir bilim neferliğine teşekkür etti.

Peki, Dr. Muazzez İlmiye Çığ'ı, bütün bu eşi bulunmaz birikimleri ve engin tarih sevdasıyla 90'lı yaşlarında 'sanık' lığa yakıştırabilenler acaba neyi 'sorgu' layacaklar?

Dava konusu 'Vatandaşlık Tepkilerim' kitabının 163. sayfasına bakıyoruz: ''Çoktanrılı olan Sümer dininde, özellikle büyük tanrıların mabetlerindeki isteyen kadınların kutsal görevlerinden biri de tanrının gelini olarak 'genel kadın' lık yapmak. Diğer rahibelerden ayrılması için de başlarını örtmeleri gerekirdi...''

İşte türbandaki bu tarihsel kökenin ilerleyen çağlardaki serüveni ise şöyleymiş: ''Çok sonra İÖ 1600'lerdeki Asur kanunlarında evli ve dul kadınların da başlarını örtmesi şart koşularak, yasal seks yapan mabet fahişeleri gibi kabul edilmişler. Bu gelenek önce Yahudi kadınlarına, sonra da İslam kadınlarına uygulanmış.''

Bütün bu bilgiler, 1997'de 'Ütopya' dergisinde yayımlandığı halde, kimse ''başörtülülere hakaret var'' dememiş. 1995'te yayımlanan ''Kuran, İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki Kökeni'' kitabında da çok daha ayrıntılı belgeleriyle yer aldığı halde dava açılmamış!..

Acaba şimdi ne değişti de aynı bilgilerin yargılanması gündeme geliverdi? Yanıtını kendisi bakın nasıl veriyor:

''Hükümetin yaklaşımından kaynaklanıyor. İzmir'de bir avukat ihbarda bulunmuş. Bu çocukların kafaları maalesef bozuldu.''

AB 'NİN ÖZGÜRLÜKÇÜLERİ NEREDELER?

Böylesine bir 'zamanlama' yla başlatılan mahkeme süreci için Hikmet Çetinkaya özetle şuna dikkat çekmişti; ''Acaba bugüne kadar kaç yazar, kaç sanatçı, kaç aydın Çığ'ın yanında yer aldı?''

Aynı günkü gazete yazısında Orhan Birgit de demişti ki: ''Medya beş bin yıllık türban gerçeğini anımsatan bilim kadınının sanık sandalyesine oturtulmasına kılını kıpırdatmıyor.'' (Cumhuriyet, 22 Eylül 2006)

Çığ'a karşı bu aymazlığın nedenini ise Melih Aşık 19 Eylül 2006 tarihli Milliyet'te bakın nasıl vurgulamıştı: ''Ülke aleyhine yazıp çizenlerin özgürlüğü konusunda pek hassas olan 'aydın' lardan, Çığ için ne bir ses çıkıyor, ne bir nefes... Çünkü Muazzez Hanım cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü."

İşte bu nedenlerle 1 Kasım'da mahkemeye çıkacak bir 'bilge kahraman' ımızın 'dava' için söyledikleri de Sümer tabletleri kadar ders verici değil mi: ''Aldırmıyorum; çünkü vatandaşlık vazifemi yapıyorum...''

Evet... Ulusal onurumuz ve evrensel Sümeroloğumuz, türbanın tarihsel gerçeğini belgelediği için sorgulanıyor.

Uygarlıkların birikimlerine asla vefasız olmayan insanlık tarihinin ise 'suskun' demokratlarımızı; hatta Çığ'ın Avrupa tarihini aydınlatmasına bile 'kayıtsız' kalan AB'cileri de bir gün mutlaka yargılayacağından o kadar eminiz ki...

Uygarliklarin Izinde
Oktay Ekinci

Cumhuriyet
28 Eylul 2006

13 yorum:

CeM dedi ki...

ulkemiz gunden gune karanliga bu sekilde gomulurken medyanin ve e-mail araciligi ile verilen gazlarla en cok yaygara kopardigimiz konu lubnana baris gucu asker yolamamiz, bakalim bu bayan icin kac kisi sokaklara cikip hukumeti protesto edecek yada mahkemesinde yaninda buluncak ama ne yazikki bu haberi yazan gazeteci zaten belirtmis, 92 yasindaki hala ulkemize birseyler vermeye calisan aydin bir kadina hicbir medyadan destek cikmamis ama bu kose yazisindan sonra cikar 2 yuzluler.

Sirf AB taraftarlari degil AB ulkelerinin hicbirini goremezsiniz boyle turk aydinlarini abuk sabuk nedenlerle mahkemeye verip yargilandiginda onlarin yanlarinda.

yakin zamanda yine 83 yasindaki fethi Dorduncuyude mahkemeye verdiler, ondan once 100. yil universitesi rektoru yucel Askın verildi, verilmekle kalinmadi calisma arkadasi ile hapse atildi ve ne yaziktirki Enver Arpalı bey uzerlerine atilan cirkefce yalanlarin sonucu hapiste yatmanin bunalimina girerek hayatina son verdi ve nerdeydi AB ulkeleri o zaman?

Onlar o aydin turk vatandaslarinin yanlarinda, mahkemelerinde degil, onlar apo gibi orhan pamuk gibi ulkesini 3 kurusa satmaya hazir kisilerin mahkemelerindeydiler.

Yaziklar olsun bu hukumete ve hala ona oy verecegim diyenlere ve iki yuzlu medyaya.

Aslı Cin dedi ki...

Vay canına.

yani artık fikir belirtmene de gerek yok suçlanmak için, bilmem kaç yıl önce yazılmış belgeleri dilimize çevirmen de yeterli.

O zamanlar türbanı hayat kadınları kullanıyordu diye şimdi bu hanım mı ceza alacak.

Vay başımıza gelenler. Komikten de öte bir saçmalık.

Bu arada ben bunu başka bir dergide de okumuştum , yeni bir şey değil yani. O zamanlar para karşılığı erkeklerle olan kadınlar diğer kadınlardan ayrılabilsin ve tanınmasınlar diye türban gibi örtülerle kapanıp dolaşırlarmış. Gayet de mantıklı. Utanacak bir şeyi olmayan biri niye kendisini saklasın ki?

Şimdi bu cümlelerden sonra bana da dava açarlar mı?

Diğer eylemimde bir daha ki Paris gezisinde Champ elysee nin ortasında ermeni soykırımı yoktur diye bağırmak olsun. 1 sene defransız hapishanelerinde yatarım.

Evren Yasa dedi ki...

ayni sorun gecen aksam mehmet barlasla emre kongarin tartisma programlarinda da vardi. ama hic gordunuz mu atv'de, show tv'de haberlerde yer alsin bu haber? elif safak sozkonusu oldugunda yer yerinden oynuyor. tamam o da yargilanmasin dusunce ozgurlugu deniyorsa ama bu nedir o zaman? onunde saygiyla egilmemiz gereken bir bilim kadinidir sayin Cig, bu yanlisligin duzeltilmesi dileklerimle..

me dedi ki...

kusura bakma yeşilerikcim ama ben artık 'yuh' demek istiyorum
nasıl bir örümcek kafalılıktır bu,nasıl bir gerizekalılıktır anlamak mümkün değil ya

YesilErik dedi ki...

Cem, Lubnan konusunda farkli dusunuyoruz biliyorsun :) Yaygara kopartilmasi gerekiyordu, bence iyi oldu medyanin o konuda yaygara kopartmasi. Bir sefer de bi ise yarasinlar :) Diger soylediklerine de katiliyorum, bana diyecek baska bir sey kalmamis... Adalet maalesef gayet yanli islemekte...

Duygu, ne kadar guzel soylemissin. Bizim ulus politikalarimiz degil iktidar politikalarimiz var. Ne zaman ki ulusal cikarlar koltuk cikarlarinin ustunde yer alir, o zaman gelismis oluruz. Ben ayrica 301'in enine boyuna tartilip bicilmeden kaldirilmasi taraftari da degilim. Dusunce ozgurlugu saglansin elbette ama gene birileri begenecek diye de yanlislik yapilmadan saglansin. Gerci bu iktidar mi yapacak bunu? Neyse...

Aslicim, ne diyeyim. Neremizi tutsan dokuluyoruz. Butun bu anlattiklarin icin basin dertte evet :)

Evren, haklisin, ben de paylasiyorum dileklerini. Bakalim neler gosterecek zaman, ne kadar saygiyla egilinecek Muazzez Hanim'in onunde..

Prucum, ne kusura bakacagim. Benden de bir yuh ki ne yuh! Zaten anlamaya calismayinca boyle oluyor bunyeler, biz anlamaya calisanlar kalakaliyoruz boyle...

CeM dedi ki...

biliyorum lubnan olayinda farkli fikirlere sahip oldugumuzu yesilerik =) ama lubnan icin koparilan yaygara ne yazikki hicbirsey degistirmedi kararda, tek degisen sey ulkeye maddi ve manevi zararlar verildi duzenlenen mitinglerde.

Birde diger komik degisiklikte hulyanin isine geldi bu yaygara, medya pesini birakti bas sayfalari bu mitinglere ayiracagiz diye =)

Gün dedi ki...

Geçen hangi kanaldaydı unuttum ,Çığ konuk katıldı, hayran oldum kendisine, örnek alınacak bir yaşamı var yaşına rağmen, böyle böyle değerlerimizi kaybediyoruz zaten.Yazık, hem de çok yazık...

Minik Patikler dedi ki...

CNN TURK'e katilmisti, 5N 1K'ya. Ben de azmini takdir ettim dogrusu, yaptigini sadece mesai icinde birakilan bir is olarak gormemis, ozellikle tabletlerle ilgili soyledikleri dusundurucu gelmisti.

Şirin dedi ki...

Şu anda elimde yeniden sözcük sözcük okuduğum bir kitabı var:"KURAN, İNCİL veTEVTAT'ın SUMER'deki kökeni"... Altı çizile çizile okunması gereken bir kitap... Bilimsel bir kitap! Bilimsel gerçekleri ispatlamak, topluma duyurmak nasıl suç oluyor? Anlamak mümkün değil!

Şirin dedi ki...

Gün'ün bahsettiği program KanalTürk ve EuroTürk'de yayınlanan Berrin Şeker Civil'in sunduğu "Kadınlar Klubü" adlı program... Ben de bu programda Muazzez İlmiye Çığ'ı daha iyi yanıma olanağı buldum... Böylesi bir biliminsanımız var ama ne yazık ki bu topluma ne kadar az tanıtılıyor... Hatta tanıtılmamamsı isteniyor... Çünkü 50 den beri ülkemizde oynanan oyunları bozar bu insanlar... Onlar için araştırmayan boyun eğmesini bilen insan tipi geçerlidir... Soran, sorgulayan insan istenmemektedir.. Hızla karanlığın derinliklerine düşmekteyiz... Bizi tek kurtaracak ışık Atatürk ilkeleridir...Bir bilseler...

ibeking dedi ki...

Sümerler diyince zaten bende akan sular duruyo yeşil erikcim. Yazsam saatlerce yazarım. Muazzez Çığ'a hayranlığım derin sümer bilgisi ve araştırmacılığından gelir. Birkaç kez tv de seyrettim de kendisini. O zaman da bayılmıştım. Çoğu insan ne tanır ne bilir bu bilimadamını. Sümerolog nedir ne yapar bilen o kadar azdır ki. Kadıncağız yıllarca emek verdi ve hiçbir zaman ne anıldı ne tanındı. Artık nereleri ile nasıl okudularsa böyle çirkin ve gerizekalı insanların geri ve dar beyinleriyle yaptıkları çıkarımlar sayesinde kadıncağız konuşulur oldu. Vesileyle insanların bir kısmı Muazzez Çığ'ı tanıyacak artık. Yazık...

YesilErik dedi ki...

Cem, elbette bir degisiklik olmayacakti kararda. Ayrica ne tur bir zarar verildigi konusunda da emin degilim. Bir de baktim, Hulya gene populer ya :)

Guncum, Minik Patiklercim, Esintiler... Keske imkan olsa da ben de izleyebilsem, sicagi sicagina. Buradan olmuyor maalesef.. En azindan bu konunun televizyon kanallarinda gundeme gelmesi bile iyi bir sey...

Esintiler, ben de listeme ekledim bu kitabi. Liste fena kabardi zaten, umarim altindan kalkabilirim... Dusunelim, sorgulayalim, katiliyorum soylediklerine. Selamlar.

Ibekingcim, maalesef oyle. Senin onceden de bir asinaligin var galiba konuyla. Ne guzel...

bozukplak dedi ki...

yazdığın herşeye katılıyorum.ehh başörtü siyaseti yapanların işine gelmiyor tabi gerçekler.elif şafak yargılanırken bütün yabancı kanallarda baş haberdi ama bu davaya gelince sesleri çıkmıyor