Perşembe, Mayıs 26, 2005

Kitap

Eriksiz bir gece daha gecti gitti. Gene evi toplamadim, gene televizyon seyrettim, gene kendime uyduruk yemekler yaptim. Yalniz olmak hic de eglenceli gelmiyor. Sonra gece 2’ye kadar kitap okudum. Iyi sardi aslinda ama devam edemedim, gozlerim portlemek uzereydi. Sabah da nasil olduysa saat calmadan yarim saat once kalktim, biraz daha okudum.

Istanbulun fethiyle ilgili bi kitap okuyorum. Daha dogrusu Konstantinopil’in dususu kitabin adi. Gecenlerde soyle bi olay yasadim: Oglen yemegini alirken yardimci olan amerikali tipli cocuk aksanimdan nerelisin diye sordu. Klasik geyik basliyor diye aklimdan gecirerek turkey dedim. Hee, ben de cok gitmek istiyorum oraya filan dedi. Iyi dedim, aferin. Oyle demedim tabii, hee oyle mi filan dedim. Neyse, hangi sehirdensin dedi. Istanbul. Hee, yani Konstantinopil dedi. Bende kontak atti tabii. Dedim are you greek? Yok degilmis. Zibidi bi amerikali. Muhtemelen ayak ustu yazma cabasi icersindeydi ve istanbul hakkinda bildigi tek sey belki de onceki ismiydi sehrin. Ben de dedim 500 sene olmus, hala ayni muhabbet, biraz sikmaya basladi biliyor musun. Yunanli olsan anlayacagim diye gecirdim icimden, cunku yunanlilarla bu tur bi muhabbet kacinilmaz, laf ister istemez oraya geliyor. Yemegimi aldim ve oradan ayrildim. Ama aklima takildi. Allahin zalak bi amerikalisi bile bu muhabbeti yapiyor, nasil bi ice oturma durumuydu bu? Bizim icin anli sanli kendi tarihimiz, iyi kotu birseyler biliyoruz tabii ki fetih hakkinda. Ama peki ya yabancilar nereden ne ogreniyorlar bu konuda diye merak ettim. Interneyden biraz aradim, bir suru kitap var tabii. Sonunda bu okudugum kitabi buldum ve ondan baslamaya karar verdim. Ingiliz bi tarihci yazmis, 1965’te. Amazonda cok iyi yorumlar almis, zamanin kosullarini cok iyi tasvir etmis ve tarafsiz yazmis diye. Simdi kitabin yarisina yaklastim, ilk baslar biraz sikiciydi ama turk tarihini anlatmaya baslayinca daha bir ilginc olmaya basladi. Belki milliyetci damarim kabardi, belki de isimler tanidik geldigi icin, bilemiyorum. Orta asya’dan basladi anlatmaya. Selcuklular, sonra beylikler, osmalinin kurulusu derken biraktigim yerde Fatihin donanmasi marmaradan bogaza girmek uzereydi ve sehirde bi panik havasi hakimdi. Olaylar geriye donuslu ve yer yer taraflarin bakis acisindan ayri ayri anlatiliyor, hic kopmuyor insan boylece. En heyecanli yerinde de biraktim. Bu aksam bitirmek istiyorum, bakalim..

6 yorum:

wizkid dedi ki...

selam,
kitabin adi neydi ?

Ze dedi ki...

Kitabin adini yazarsan cok sevinirim.

wizkid dedi ki...

heyyy ordamisin ?

YesilErik dedi ki...

Selam selam.. Kitabin adi thefallofconstantinople1453. yazari da stevenrunciman.

Evet Mertcan, haklisin, ben de zaten o yuzden yabanci bir kaynaktan okumak istedim. Bir de soyle bir durum var yalniz, yabanci kaynaklarin da kendileriyle dogrudan ilgili olmayan tarihi yazarken veya yorumlarken tamamen objektif oldugunu varsaymamaliyiz. Bircok kaynagi kendimiz takip edip, kim neyi ne zaman yazmis, ona dikkat ederek degerlendirmeliyiz durumu bence. Vakit ve enerji lazim tabii bunun icin.

Kitabi dun gece bitiremedim, ama simdiye kadar okuduklarimdan cikartabildigim seyler hosuma gitti. Mesela, osmanlinin etnik gruplari kendi din ve kulturlerinde serbest birakma konusuna daha bir supheyle yaklasiyordum, simdilik bu suphelerim azaldi.

Tarih konusunda ne kadar da bilgi eksigim varmis, bi de onu anliyorum.

YesilErik dedi ki...

Bu arada farkettim ki cesitli milletlerden insanlar hakkinda gerzek, zalak diye atip tutuyorum yazdiklarimda. Gorundugum (ya da yazdigim mi demeliyim) kadar irkci biri degilimdir, onu soyliyeyim dedim, icim cok temizdir yani :) Bazi minik durumlar haric..

YesilErik dedi ki...

:)))